İMRALI, 7/5/2003 — KADEK Genel Başkanı Abdullah Öcalan’ın görüşme notları, birer ibret belgesi olmayı sürdürüyor. Öcalan avukatları ve akrabaları ile 30.04.2003’te yaptığı görüşmede, ”ABD bana, bizim çizgimize gelin, İstediğinizi veririz” dediğini öne sürdü. Bunu kabul etmediğini belirten ve ABD’nin Yunanistan ile birlikte Türkiye’yi AB çizgisine çekmek istediklerine de değinen Öcalan, bir Kürt devleti ”dayatmasından” rahatsızlığını dile getiriyor. Öcalan bu yeni durumun arkasında ABD ve israilin rolü olduğunu, Barzani ve Talabani’yi öne çıkardıklarını, şimdi devlet dayattıklarını açıklıyor.


Daha önceki görüşmelerde olduğu gibi, bu kez de Kemalizm üzerine ilginç açıklamalarda bulunan Öcalan, Atatürkçülüğü açık bir biçimde savunuyor. Öcalan, geçen haftalarda Orduya çağrı yaptığını, Atatürkçü çizgiye sahip çıkmalarını istediğini, ama buna rağmen bu uygulamanın geliştiğini söylüyor.

Talabani’nin işi gücünün başka olduğunu, Ankara’da hala görüştüğünü, bunların doğru olmadığını, Kemalist geleneğe sahip çıkılmasını, Kemalist geleneğin Kürt feodallerine el uzatmayacağını, bunu doğru yansıtmaları gerektiğini, bunun Türk özgürlükçülerinin de görüşü olduğunu, bunun özü itibariyle Kemalist çizgi olduğunu da anlatan Öcalan, “Biz bu çizgiye saygılıyız” dedi.

Kürt devleti konusundaki rahatsızlığını da dile getiren KADEK Genel Başkanı, ”Barzani, Talabani ve Kürt devletinden ben sorumlu değilim. Bu Türk halkına da bir komplodur. Bu büyük bir oyundur. Bu oyun Türkiye halkının özgürlüğüne de karşı bir oyundur, bunu yazın. Bunu iyi anlatın. Bunu Türk halkına da anlatın” dedi.


Öcalan’ın avukatları ve akrabaları ile 30.04.2003’te yaptığı görüşmenin tam metni

30.04.2003 GÖRÜŞME NOTLARI

Hoş geldiniz. Nasılsınız? Size de söylediler mi görüşmenin 45 dakika olduğunu? (evet)

Bu kararı kabul edemem. Bu kararı şimdiye kadar yürüttüğüm barış ve uzlaşma çabalarımı engelleyen bir provokasyon olarak kabul ediyorum. Bu uygulamayı bu biçimde kabul edemem. Zaten buraya ayda bir gelebiliyorsunuz. 45 dakikada ne görüşebiliriz. Bu haliyle hiçbir şeye yetmez. Bu statü altında bunu doğru bulmuyorum. Bir öneriniz var mı? (biz savcılık ve ilgili makamlarla bu konuyu görüşelim,...) benim söyleyeceklerim dava ile ilgili, örgüt ve saire her neyse, 45 dakikada ne söyleyebilirim. 2000 km den gelen insanlar ile bacılarımla 15 dakikada ne konuşayım. Bunu kabul edemem.

(bizi göstererek)

Siz dostlarım pazarlık konusu olmaktan çıkmalıyım. Beni artık pazarlık konusu yapmayın. Beni bu pazarlık konusu olmaktan kurtarmanız lazım. Bu pazarlık 90’lar da başladı. Sonuç bu noktaya geldi işte. Barzani ve Talabani bizi pazarlayarak kendini yaşattı. İşte yine Barzani, Talabani’yi öne çıkardılar. Devlet bunlardan beni sorumlu tutuyor. Bu politikası şu anda da tıkanmış durumda. Ne benim için ölün diyorum ne de benim için eylem yapmayın diyorum.

AİHM kararını da doğru bulmuyorum. Benim davam ile ilgili karar veremiyor. Avrupa konseyi, Avrupa da bu durumdan suçlu. CPT suçlu. İlk dönemlerde ve sonra geldiklerinde her şeyi gördüler. İlk geldiklerinde Norveçli bir kadın siz biraz dayanın biz bunu Avrupa birliğinin gündemine getireceğiz dedi. Hani nerde. Yalan söyledi. AİHM kaçırılma konusundaki kararını doğru bulmuyorum. Ben yunan büyük elçiliğinde idim. Kaçırıldığım açık değil mi? Herkes kaçırıldığımı gördü. Şimdi Türkiye’yi AB çizgisine çekmek istiyorlar ABD ve Yunanistan ile birlikte. Avrupa, ABD ve İsrail’in parmağı var bu işte. Bu yeni durumun arkasında ABD ve israilin rolü var. Barzani ve Talabani’yi öne çıkardılar şimdi devlet dayatıyorlar. Bana sorguda ‘’biz senin yüzünden bunları besliyoruz’’ dediler.

Barzani, Talabani ve Kürt devletinden ben sorumlu değilim. Bu Türk halkına da bir komplodur. Bu büyük bir oyundur. Bu oyun Türkiye halkının özgürlüğüne de karşı bir oyundur, bunu yazın. Bunu iyi anlatın. Bunu Türk halkına da anlatın. Beni tıkayan ABD İsrail’in yaptıklarıdır. İrtibatım kesilen yetkili beni sorumlu tutuyordu. Devlet burada beni sorumlu tutuyor. Ben birlik kararını daha dışarıdayken verdim. Bu yüzden demokratik uzlaşı önerdim. Demokratik uzlaşıyı esas almak kaydıyla tam demokratik eksenli cumhuriyete hizmet ederim, gerçekten de ederim. Ama böyle bir cumhuriyete hizmet etmem. H. Cemal’in “uçaktayken devlete hizmet ederim” cümlesini doğru bulmuyorum. Ben demokratik cumhuriyete hizmet ederim olarak o cümleyi değiştirmek lazım. Bunu da böyle belirtiyorum. Kendisine iletirsiniz. Şu anda ne idüğü belirsiz bir hükümet var. Borç ödeme komisyonu diyorum buna. Bunların ideolojisi de yok. Atatürk ideolojisinden vazgeçilmiştir. İşte ben böyle bir cumhuriyete hizmet etmem. Pozisyonum budur. Kürt-Türk halklarının birliğine evet. 11 eylül, Irak savaşı ve ABD şeyi ile komplo aynı zamanda Türk halkınadır da. Türkiye Talabani’nin önünü açmak istiyor. İşte Behram Salih Ankara’da. Bunu ilk defa söylüyorum. ABD bana, bizim çizgimize gelin, İstediğinizi veririz, diyordu. Ben bunu kabul etmedim. Bu yüzden ABD ve İsrail 90 lı yıllardan itibaren Kürt Milliyetçiliğinin önünü açmak için, beni tasfiye etmeye çalıştılar. Sonunda buraya geldik. Bir komployla buraya kadar getirdiler. İşte Behram Salih Ankara’da. Barzani, İsrail ile ilişki geliştiriyor. İkinci bir İsrail-Filistin yaratmak istiyorlar.

Barış için bundan büyük fedakarlık olmaz. Cumhuriyetin demokratik eksende bütünlüğünü savunuyorum. Bundan daha doğal bir formül olur mu? Demokratik eksenli cumhuriyete hizmet ederim. Cumhuriyet tam anlamıyla gerçekten demokratik olursa diyorum ama. Geçen haftalarda Orduya çağrı yaptım. Atatürkçü çizgiye sahip çıkın dedim. Ama buna rağmen bu uygulama gelişti.

(Bu uygulama sürerse görüşe çıkmayacak mısınız) Hayır gelmeyin. girdiğim süreç bu. Gazete,kitap getirebilirsiniz. Gidip hükümet ile kriz yönetimi ile bunu görüşün. Savcıyla bunu görüşün.

Bana ayrımcılık yapın demiyorum. Sadece haklarım neyse onu uygulasınlar. Hukuku uygulasınlar. Türk halkıyla kardeşçe birliğe evet. Elimden geleni yaptım. ABD, 11 eylül saldırıları, Irak, ben bu tehlikeye dikkat çektim. 93 ten beri söyledim. Talabani’nin işi gücü başka. Ankara’da hala görüşüyorlar. Doğru değil bunlar. Kemalist geleneğe sahip çıkın. Kemalist gelenek Kürt feodallerine el uzatmaz. Bunu doğru yansıtın ama sonra ne yaparlarsa yapsınlar. Bu, Türk özgürlükçülerinin de görüşüdür. Mahir Çayanların, Denizlerin 70 lerin mirası bunu gerektiriyor. Özü itibariyle Kemalist çizgidir bu. Biz bu çizgiye saygılıyız. Gerek yok deniliyor, demek ki istenilmiyor. Demokratik cumhuriyete hizmet yanlış görülüyor. Sakıncalı kabul ediliyor. AKP den mi kaynaklanıyor. Bir hükümet var ne yapıyor belli değil, (W.Post gazetesinde bir makalede hükümetin Kürt sorununu çözmek istediğini, ordunun engel olduğunu belirtiyorlar )

Benim için belli değil. Ordu mu hükümet mi bilmem. Daha önceki hükümet en azından bu görüşmeleri kesmedi. Gerçekten çözüm istiyorlarsa adım atar. Kendi Cemiyetleri için taviz veriyor. Benim üzerimden pazarlık yapıyor. Ben ayrıcalık istemiyorum. üç saat iki saat tartışmasını doğru bulmuyorum. F tipi kuralları neyi gerektiriyorsa onu yapsınlar. Yanlış bir politika Türkiye’yi felakete götürür. Benim itirazım bu. Behram Salih CİA ajanı. İşte gelecekte Irak’ın Başbakanı yapacaklar. Ben bu politikaya ortak olmam. Bu bir tuzaktır. İşin içinde kredi var, ticaret var. Ben bunu kabul etmiyorum. Türk kamuoyuna da bunu doğru anlatın. Bu Türk halkının da yararına değil.

Buna alet olamam. (Güneydeki durumu ve güneydeki güçleri kast ederek) Onlar dürüst davranmazlar. Yarın Kerkük’te çatışma çıkar. PKK ile Orduyu karşı karşıya getirmek istiyorlar. Bu çatışmanın sonucu vahim. Dış işleri, İsrail, YNK, Barzani ve bu politikayı yönetenler sorumlu. Ben barış istiyorum.

Anlaşılmayacak bir husus yok. Demokratik uzlaşı dedim. Çok taviz istemedim. Beğenmedikleri Şaron bile Filistin’e devlet yolu açtı. Ama şiddet gırla gidiyor. Demokratik uzlaşı dedim. Terör var diyorlar. Şiddet yok artık. İlk geldiğimde de söyledim. Uygun ortam yaratın silahlarıyla birlikte gelsinler dedim. Barış grupları geldi. Bundan daha büyük fedakarlık olur mu? Halen Kürt yok diyorsan, git yok et. PKK yi ezeceksen git ez. Beni ilgilendirmez. Bunun sorumlusu ben değilim. Kendimi pazarlık konusu etmem. Pazarlık siyasette ilkesizliği geliştirir. Geçen hafta Ankara ile Almanya bir anlaşma yaptılar. Bu kirli bir ittifaktır. Burkay’ı öne çıkarıyorlar bu sefer. 85’ te Mustafa Kalemli ile bugün Abdulkadir Aksu ile yapıyorlar. Vakıflar ile ilgili davaları vardı. Almanlar bu davaları iptal ettirdiler. Vakıflarla ilgilenen Hablemitoğlu öldürüldü. Avrupa’da PKK’yi sıkıştıralım dediler. İşte bizlerden kaçan onlarcası var. Çürükkaya, Palme cinayetine alet edilenler, hatta itirafçılaşıp tetikçileşenler, kirli bir ittifak. Ordu biraz karşı çıktı. Dış işleri şimdi aldı bunları. Bunlar tehlikeli. Almanlar Kürt milliyetçiliğinin yolunu açmak istiyor. İlkel Kürt milliyetçileri benim en az on kez imha edilmemi bekliyorlar. Türk milliyetçiliği Kürt milliyetçiliğini karşı karşıya getirecekler. Bu en az elli yıllık savaş demektir. Bunu Önlemek istiyorum, ama görüşme şeyi kesiliyor. Burkay zayıftır, her şeye hazır. Onları orada besliyorlar. Onlarca Kürt milliyetçisi örgüt kurduracaklar. Tank top silah verecekler, donatacaklar onları. Saldıracaklar bunlar, Kürtlere de, halka da saldıracaklar. İşte kan emici çizgi. Ben bunlara gidip teslim olmam. Beni de yanlarına çekmek istediler. Ama ben gitmedim.’92 Güney savaşında bizi çekmek istedikleri çizgi buydu. Beritan çizgisini esas aldım. Beritan diye bir kız vardı. Kürt feodallerine teslim olmamak için kendini uçurumdan attı. Ben Kürt ağa şeyhlerine teslim olmam. Devletlerine de sığınmam. Bu ilkelerime aykırı. Tek başına burada yaşarım. KDP ve YNK’ ye savaş ilan etmiyorum ama üzerimize gelirlerse Beritan çizgisini esas alır, direniriz. Silahlarımız tükenirse kendilerimizi uçurumdan atarız. İşte Beritan çizgisi budur.

Türk Ordusuna da söyledim. Atatürk’ün 20’ler politikası anti- emperyalist bir çizgiydi. Atatürk’de Kürtleri dışlama yoktur. Ancak bizim ortaya koyduğumuz Özgür birlik ile Mustafa Kemal’in politikasına sahip çıkılır. Güneyde Kuveyt benzeri bir devlet kurmak istiyorlar. Bundan nasıl ben sorumlu olurum. PKK de sorumlu değil. PKK Türkiye’nin birliğine saygılı daha ne istiyorsun. Ama üzerine gidersen kendini savunur. Üzerine giderlerse bir kedi bile kendini savunur. Benim tarihi rolüm bitiyor. İstenirse tekrar rolümü oynarım. Demokratik Cumhuriyet amacında İmkan tanınırsa bu çerçevede olur. Burada kısa birkaç şey belirteyim.

- AKP eğer gerçekten sorunu çözmek istiyorsa adım atar. Demokratik İslam’a karşı

değilim. İslam’ın demokratik yorumu, demokratik islam kimliği ile uzlaşılabilinir. Ama Kürdistan’ı boydan boya nakşi tarikatı haline getirirlerse ben buna karşıyım. Bu Atatürkçü çizgiye de demokratik çizgiye de aykırıdır. Talabani ve Barzani ile ilişki geliştiriyorlar. Bunlar nakşici, AKP’nin de çoğu nakşi tarikatından. Tarikat ideolojilerinin halkımız üzerinde egemen olmasını doğru bulmuyorum. Ben dine karşı değilim. İslama karşı değilim. Yanlış anlaşılmasın. Fakat cumhuriyetin zihniyeti bilimsel temelde olmalıdır.

- Dine dayalı devlet ve siyasi görüşler tehlikelidir. Demokratik uzlaşı kültürüne bağlı olsunlar. Madem ki islamcılar islamın özüne bağlı kalsınlar. Cemil Çiçek demokratik bir islami görüşü varsa o zaman ceza evi sorunlarını doğru temelde ele alsın. Ama bunlar islamcı değil zırnık kadar islama inanmıyorlar. İslamı basit bir siyasi, ticari araç haline getirmişler.

- Kemalist gelenek Türkiye’nin demokratik bütünlüğünü, demokratik uzlaşı ile hal etsin. barışa dayalı Türkiye’nin demokratik birliğine saygılıyız. Kürt sorunun demokratik özgür birlik çerçevesinde çözümünden yanayız. Silahla değil. Kürt milliyetçiliğinden PKK sorumlu değil. Kürt milliyetçiliğiyle ilgilenen ABD, İsrail, İngiltere, Almanya, Yunanistan bütün Avrupa vardı. Ardına kadar yolu Kürt milliyetçiliği için açtılar. Ben, biz, örgüt demokratik uzlaşı için adımlar attık. Türkiye kendi büyüklüğünden beklenen bazı adımları atsın. Doğru yol bu. Bunda ısrarlıyım. PKK’ nin üzerine gidilmesin. Kardeş kanının akıtılmasına yol açar. Biz bunu önlemeliyiz. PKK demokratik özerk bölgelerde halkın demokratik ittifak ve örgütlenmesini sağlamalı. Bunu savunmamda açmıştım tekrardan söylemek istemiyorum. Irak’ın bütünlüğü, bütün halk güçlerinin çözümü çerçevesinde alana çok iyi bir derinlik ve hakimiyet sağlamalılar. Halk cepheleri oluşturabilir.

- (KADEK Yönetim Kurulu yaptığı toplantıda belirttiğiniz çerçevede değerlendirmeler.... )

- KADEK, ABD ye ateşkes önerebilir. ABD beni teslim eden ve tasfiye eden güçtür.

Ama yine de KADEK ABD ile ilişkilenebilir. Kendi hesaplarını kendileri yapsınlar. Beni burada pazarlık konusu etmesinler. Kendi çıkarlarını özerk bölgelerde korusunlar. Zorla imha etmeye karşı da direnebilirler. Çare kalmazsa Türkiye’ye de girebilirler. İşte Behram Salih de geldi. Birleşirlerse PKK’nin üzerine de gidebilirler. Abdullah gül onları oradan da sürün diyor. Peki nereye gidecekler. İran olmaz, Suriye olmaz, Türkiye’nin içine itilirler. Başbakana da yazdım. Gelirlerse çatışma olur. Bunu önleyin dedim. Bu tehdit değil bir uyarıydı. Girmek zorundalar. istemeden savaş başlar. Bu çatışma tehlikeli olur. Bu oyun değil gerçek. İşte Apo oyun oynuyor diyorlar. Ben oyun oynamıyorum. Bu Oyunu ABD, İsrail oynuyor. Bir takım tedbirler geliştirdim. Bunun samimi çabası içinde oldum. Geçmişte kuşkulanabilirler ama bugün samimi bir çaba içerisindeyim. Bu hareket Ankara çubukta 10 kişi civarında ideolojik yapıyı kurdu. 15 ağustos girişi 100 küsürdü. 1993 1000 kişi ile başladı. Kritik bir süreçti. Biliyorsunuz Özal’ın tutumu vardı, ateşkes falan vardı. 2000 de kesin çatışmalar durmalı dedim. 30 yıllık siyasi birikimim ile söylüyorum. Bu üç on yılı gerçekten göz önünde bulundurmalıyız. Ben elli yıl geçse de yine aynı noktaya gelineceğini gördüm ve bazı adımlar attım. Anlamayan bazıları teslim oluyor, bazıları kişiliğime hakaretler etti.

- (bizi göstererek) sizlerden bazıları da beni anlamadı. Ben doğrusunu yaptım. Başbakana yazdığım Mektupta da bunları yazdım. Tedbir alamazlarsa adım atmazlarsa bu defa 10 binler ile başlar. Bu tehlikeli. Hepsi içeri gelir. Sonrası kaos.

- Sonuç herhangi bir diyalog doğmadı. Koşullar sıkılaştırıldı. İdare ile bir sorunum yok. Onların bir sorumluluğu yok üsten gelen bir şey. Sizler çabalarınızı sürdürürsünüz. Gidin Apo arkadaş bize bu açıklamaları yapmıştır. Bunlar doğrudur, mantıklıdır ve Türkiye’nin yararınadır. Sorguda MGK adına hareket ettiğini söyleyen biri “kardeş kanını” bitirelim diye rica etti. Ben de doğru buldum adım attım. Sorgu şeyimi doğru buluyorum. Aslında birkaç adım attılar. Ama nereye gider bilmem. Buraya kadar geldik. Benim adıma ne siz ne Avrupa ne KADEK pazarlık yapmasınlar. İsterse ben burada öleyim bu sizi ilgilendirmez. Ben bir saat üç saat pazarlığı istemiyorum. Ben hukuku istiyorum. Ben ayrıcalık istemiyorum. Cezaevine tanınan hakları istiyorum. Pazarlık kötüdür. Doğru siyaset yaptırmaz. Siz genel kurmay, diğer çevreler, kamuoyu ile görüşün artık sonuç almaya çalışın.

- KADEK’de ilan ettiği çözüm önerilerini kendi güçlerine dayanarak sürdürsün. AİHM’in kararı hesaplıydı. Avrupa hukuku çiğnendi. ABD Avrupada Almanya’ya bir görev vermiş. Alman iç işleri bakanı oyun oynuyor. Alman iç işleri bakanına kirli işler uzmanı diyorum. İtirafçıların hepsini alman polisi koruyor. Ne kadar ajan varsa hepsine görev vermiş. ne kadar çete artığı varsa alman polisi bunları toplamakla görevli. Bunlarla kendi çıkarları için Kürt milliyetçileri yaratacaklar. Kürt milliyetçiliğini yaratsınlar. Onların olsun. Zaman zaman Suriye gibi bizimkilerin bir ikisini Türkiye’ye hediye veriyorlar. Orada bize bağlı milyonlar var. Bir iki kişinin hiç önemi yok. Türkiye bu oyuna gelmemeli, ciddi devlet bu basit oyuna düşmemeli. Benim demokratik çizgim olmasaydı bin kat daha ağır filistin- israil doğardı.

- (KADEK Dört parçada demokratik çözüm için bildirge yayınladı) Artık bu demokratizm çizgisini KADEK geliştirir. Demokratizasyon olmazsa ABD çizgisi elli yıl sürecek ikinci israil sorunu yaratacak. Daha önce de önermiştim; Demokratik Toplum Koordinasyonunu. Bunu geliştirirler, demokratik birliğin çözümü de, ekonomik büyümeyi de bu sağlar. Demokratik barış içinde bu uygun çözümdür. Bu Koordinasyon belediye adaylarını da şimdiden belirler. (Altan Öymen ile görüşüldü, demokratik toplum koordinasyon için çaba sarf edeceğini, çözümünde bundan geçtiğine inandığını belitti)

- Ben aslında onların demokratik çabalarını destekliyorum, şimdiden gölge bir başbakan, gölge kabinesi belli olur, adayları belli olur, koordinatörlük için Öymen uygundur. Yazarlardan Hasan Cemal, paşa torunudur olumludur. Taha Akyol da Milliyette yazıyor, sağa yakındır ama demokratik çizgisi de olumludur. Bir çok çevreyi de katarlar. Deniz Baykal bile Kürtlerden korkmamamız lazım diyor. Demokratik toplum koordinasyonu ile çıkacak bir iç savaşında önü alınabilir. Ben kimseye talimat vermiyorum burada, ben onların demokratik çabalarının destekliyorum. Selamlarımı söylersiniz.

(Yunanistan davası devam ediyor, sizin savunmalarınızı almak için bazı girişimlerde bulunacağız sizde buradan savunma yapmak istediğinizi belirten bir dilekçe verebilirseniz...) Ben savunma yapmıyorum, bunu yapacak koşullarda da daralma var (biz size savunma hakkı verilmesi için başvurularımızı yapacağız ) Siz başvurularınızı yapın, daha önce söylediklerim, savunmada belirttiklerimi alırsınız benim adıma yetkiniz var imzalarsınız. O kirli 5 kişinin rolü tartışılmalı, mahkeme kaçırılmayı karar altına almalı. (size yunan mahkemesi tarafından bir tebligat yapıldı size getirdiklerinde tarihini belirterek teslim alabilirseniz, gelememe ihtimaline karşı size bir telgraf çektik)

Buraya getirirlerse idarenin insiyatifinde benim yapacak bir şeyim yok imzalarım.

Başka ne var

(KADEK toplantısı, bildirgeler var) pratikte ne yapıyorlar?

(Savaşın gelişmesi halinde bütün alanları kullanacaklarını...) mümkün olursa benim adıma bir damla kan dökülmesin, girsinler ya da girmesinler demiyorum.

1 Mayıs içinde bir mesaj vermek istiyordum. Elinizdekilerden güzel bir şey derlerseniz. Aslında daha öncede belirtmiştim. Devleti hedefleyen sosyalizm değil, Lenin öngördüğü reel sosyalizm değil toplumu hedefleyen sosyalizm çizgisi. Ekolojik ve özgür toplumu hedefleyen sosyalizm.

(Hadep in yerine yeni bir parti kuruluyor) Zaman kalmadı, Kitle partisi mi (DEHAP kitle partisi, yeni kurulan çizgi partisi olacak) Demokrasiye aşk düzeyinde bağlı olanlar katılısınlar. Artık savcıyla anlaşırsanız gelirsiniz. Ne getirdiniz (mont, gömlek, kitap gazete)

Giysilere gerek yoktu. Bu radyo bozuk tek dalga bile olsa daha iyi bir radyo ayarlarsınız savcı vermek zorundadır. Bazı kitaplara gerek yoktu felsefe sözlüğü zaten vardı. Bilimsel düzeyi yüksek, bilim felsefesi hakkında kitaplar olabilir. Sıradan kitaplar olmasın. Tübitakın çıkardığı bilim-teknik dergileri olabilir. Devletsiz Toplum öyle bir kitap vardı o olabilir, ayrıntı yayınlarında Tübitaktan kitaplar olabilir. Herkese selamlar.

Mehmet ÖCALAN ile yaptığı görüşme;

İnsanlar burada sadece iki yıl yaşayabilirler. (elini boğazına götürerek)

Nem oranı yüksek bundan sonra daha zorlayacak beni. Amaçları fiziki olarak beni bitirmektir. Olan biten iç ve dış her şeyi benim üzerime yüklemeye çalışıyorlar. Şiddetli bir şekilde üzerime geliyorlar. Bunun nedeni AKP ve MGK nin uzlaşması olabilir. Şu şekilde uzlaşabilirler. AKP milli görüş vb. nedenlerden dolayı (MGK’nin dokunmaması için)

Kürtlerin ve benim üzerime gelinmesi için uzlaşmış olabilirler.

Ben hiçbir dönem intiharı düşünmem bu aklımdan geçmez. Kendim açımdan böyle bir şey olmaz. İradem güçlüdür. Benim açımdan aklınıza gelmesin. Bundan sonra görüşün olup olmayacağı belli değildir. Koşullar böyle devam ederse görüş olmaz. AK, (Avrupa Konseyi İzleme Komitesi) CPT gerekeni yapmamışlardır. Bunlarla anlaşarak hareket ediyorlar. Koşullarıma ilişkin aktardıklarımdan bir değişiklik olmamıştır. Dünyanın hiçbir yerinde 2000 km yoldan gelipde 15 dakika görüşme olmaz.

Demokratik mücadelenizi sürdürün. Medya’ya iyi yansıtın. Dünya kamuoyunda iyi işleyin. Bu uygulamalar tehlikelidir. Benim burada yaptığım insanlık için demokratik bir mücadeledir. Herkes demokratik mücadelesini versin. Durumumu gündemleştirin.

NOT: Görüşme odasına alınmadan önce yeni gelen müdür, bize görüşmenin 45 dakika olacağını, biz kendisine bu haftaya özel bir uygulama mı yoksa sürekli mi? Diye sorduk. bize her hangi bir şey söyleyemeyeceğini, aile görüşününde 15 dakika olduğunu belirtti.

Görüşmede Başkan aktarmak istediğimiz hiç bir şeyi dinlemek istemedi. Yön. Kurulu toplantısı, Çözüm deklarasyonlarına ilişkin aktarmalarda bulunmaya çalıştık, dinlemedi. Aktarımlarımız yarı kaldı.

--------------------------------------------
NOT
Görüşme notları 07-05-2003 saat 12:10 da http://www.nasname.de sitesinden alınmıştır.




KK-Haber

Mafê Kopîkirin &kopîbike; PDK-XOYBUN; wiha, di xizmeta, Kurd û Kurdistanê daye : Pirojeya Kurdistana Mezin, Pirojeyên Aborî û Avakirin, Pirojeyên Cand û Huner, Lêkolîna Dîroka Kurdistanê, Perwerdeya Zimanê Kurdî, Perwerdeya Zanîn û Sîyasî, Weşana Malper û TV yên Kurdistane. Tev maf parastî ne.

Weşandin:: 2003-05-07 (2808 car hat xwendin)