PDK - XOYBUN
Medenî Ayhan : Avupa ülkelerinin her başkentinde soykırım komitelerinin kurulması için öneri  Avupa ülkelerinin her başkentinde soykırım komitelerinin kurulması için öneriBildiğiniz gibi özelde Kürt ulusu genelde de Kürdistan ulusu ( Kürt - Ermeni - Asuri ) İslam'ın ortaya çıkışından bu yana imha ve katliama dayanan soykırım süreçlerinden geçmektedir. Kürtlerin ulusal dini olan Zerdüştlüğün iki yorumu olarak ortaya çıkan Yezidilik ve Kızılbaşlık nedeniyle sadece Hristiyan halklar değil, Kürtler de Yezidi ve Kızılbaş ( Alevi ) dinlerinin mensubu oldukları için İslam'ın çkışından sonra Arapların soykırımına uğrayarak zorla din değiştirmeye maruz bırakılmışlardır. Arap soykırımını Oğuz Türkleri - Moğollar ve Osmanlı'ların soykırımları izlemiştir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Kürt Yezidi ve Kızılbaşlarına yapılan 72 seferde de toplu katliamlar ve sürgünlerin gerçekleştirildiği bilinmektedir. Osmanlı Devleti ile İran Safevi Devleti Arasında 400 yıl boyunca artı ürünü bölüşme, kozlarını paylaşma anlamında bir savaş sahası ve tampon bölge olarak kullanılan Kürdistan'da yapılan savaşlarda hangi güç kazanırsa kazansın Kürt, Ermeni ve Asuri halkları toplu katliama maruz kaldı. Yavuz Sultan Selim'in döneminde katledilen Kürt yezidisi ve Kürt kızılbaşları yedi yüz bin kişiyi bulmaktadır. Osmanlı'da başlayan ve 1938 yılına kadar devam eden 28 Kürt ayaklanmasın da da sömürgeciler toplu imha ve zrola göçertme uygulamalarıyla bir plan dahilin de soykırımları bir daha gerçekleştirdiler. 1915'te başlayan ve 1923 yılına kadar devam eden ancak 1955 - 1957 yıllarında yeniden hortlatılan gayrimüslim halkların soykırıımında da Ermeniler, Asuriler, Kürt Yezidileri ve Kürt kızılbaşları ile komşu bir halk olan Pontus'lu Rumlar toplu imhaya ve mecburi sürgüne tabi tutularak soykırımdan geçirildi. Günümüzde dahi Kürdistan'ın 4 parçasında sömürgeci devletlerin güncel soykırımlarına maruz kalıyoruz. Irak'ın Saddam döneminde Halepçe'de 5000 Kürdü kimyasal silahlarla toplu imhaya maruz bırakması, enfal operasyonların da 103 bin Kürdün imha edilmesi, 3000 Kürt köyünün yakılıp yıkılması ve Kürdistan'lıların göçertilmesi ile yerleşim yerlerinin isimlerinin değiştirilmesi Güney Kürdistan'daki güncel soykırımdır. 1963 yılında GüneyBatı Kürdistan'ın Amude şehrinde 350 Kürt genci ile çocuğunun Suriye Baas rejimi tarafından yakılması, günümüzde faili meçhul operasyonlarla zamana ve mekana yaydırılmış soykırım yapılması ve 2004 mayıs ayaklanmasında onbinlerce kürdün imha edilmesi ile Kürt yerleşim yerleri ile köylerindeki nüfusumuzun göçertilip dağıtılarak Arapların bu alanlara yerleştiriilmesi ve yerleşim alanlarının adlarının Araplaştırılması bu parçada yapılan soykırım pratiklerini oluşturur. Doğu Kürdistan'da Qazi Muhammed'in önderliğinde kurulan Mahabat Kürt Cumhuriyeti'nin yıkılışı sürecinde gerçekleştirilen toplu imhalar, mecburi sürgünler bugün itibariyle de yapılmakta, Kürt nüfusu yerinden edilmekte ve faili meçhul olarak adlandırılan cinayetlerle zaman ve mekana yaydırılmış soykırım yapılmaktadır. Kuzey Kürdistan'da ise Türk Devleti her ayaklanma sonrasında toplu bir imha ve mecburi sürgün uygulaması gerçekleştirdiği gibi Kürdistan'ın tabiat örtüsünün ve hayvan türlerini de imha ederk ekolojik soykırım gerçekleştirmiş tir. Türk Devletinin soykırımları günümüzde de güncel olarak devam etmektedir. 20 yılda Kürt sivillerine yönelik 125 bin faili meçhul olarak adlandırılan öldürme, yaralama ve kundaklama olayının gerçekleştirildiği, 4600 Kürt köyünün yakılıp boşaltıldığı ve 4 milyon Kürdün Türkiye metropollerinde kötü yaşam koşullarına sürüklenmek üzere kendi ekonomilerine artı değer transferinde kullanılan bir köle niteliğinde sürüldüğü bilinmektedir. Yapılan operasyonlarda ormanlık, bağlık ve bahçelik alanlar defalarca yakılmış ve yakılmaya devam edilmektedir. Dil kültür haklarının yasaklanmış olması ve asimilasyonun üç parçada da hala dayatılması nedeniyle dilsel ve kültürel soykırım da gerçekleşmeye devam etmektedir. Tarihte ve günümüzde Kürdistan'da uygulanan soykırımların katilleri değişmiş, ancak kendi ulusal devletimizden yoksun olduğumuz için yaklaşık 2400 yıldır kurbanlar değişmemiştir. Uzun bir tarihsel sürece yayılan bir soykırım olgusuyla karşı karşıya olduğumuz gibi, sadece toplu imhaya dayanan soykırım türünden öte, demografik, dil ve kültürel, ekolojik ve kötü yaşam koşullarına sürükleme türünden çok değişik türden soykırımlara maruz kaldığımız görülmektedir. 1915 soykırımı yönünden Ermeni ve Asuri aydınlarının takdire şayan çabalarının olduğu ve bir gelişme kaydettikleri görülmektedir. Diyaspora'daki Kürt nüfusu ile aydın ve siyasetçilerinin oranı nazara alındığında Kürt ulusuna ve daha genel anlamda Kürdistan ulusuna uygulanan soykırımlar yönünden herhangi bir projeleri, komite veya sivil organizasyonları ve çabaları bulunmamaktadır. Bildiğiniz gibi size de birer örneğini gönderdiğimiz ve çeşitli Kürt sitelerinde yayımlanan ; "Tarihte ve Günümüzde Kürdistan ulusuna Uygulanan Soykırımlar, Kurulması gereken komiteler ve Önlemler" başlıklı makalemde bu sorun ve süreçleri tarihsel, hukuksal ve politik açıdan değerlendirerek yaratılması gereken mekanizmalar üzerinde bir değerlendirmede bulunup önerilerde bulunduk. Avrupa'nın her başkentinde veya en etkili olan şehrinde soykırımın tanınması ve önlenmesi komitelerinin veya inisiyatiflerinin kurulması ve ikinci aşamada bu komite vye inisiyatiflerin dernek yada vakıf bünyesine alınarak merkezileştirilmesini önermiştik. Bu çerçevede ilgili komite ve kurumların bulundukları her ülkenin hükümet ve parlementosuna bir karar ve yasa ile ulusumuza uygulanan soykırımı tanıması, bu konuda braşür, panel, sempozyum, kitap, bildiri gibi yayınların yapılması, soykırımcı sömürgeci devletlerin uluslararası siyaset ve diplomaside bunalttırılırcasına sıkıştırılması ve bu devletlerin soykırımları kabulünün sağlanarak mağdurlarına tazminatlarının ödenmesi, soykırımların devletsiz uluslara uygulandığı ve devletsiz kaldıkça bunun devam edeceği gerekçesiyle ulusumuzun ulusal devletini kurmasının güncelleştirilmesi, Diyarbakır, Dersim ya da Van'da hem ulusal hem de evrensel niteliği olan bir soykırım anıtının ve müzesinin oluşturulması ile yılın belirli hafta veya haftalarında sempozyum ve anmaların yapılarak soykırım faillerinin teşhir edilmesi, adlarının park, bahçe ve yollardaki levhalardan silinip atılması için çalışmalıyız. Bizim gibi aydınlar içeride, ve sizin gibi aydınlar da Diyaspora'da üzerine düşen grevi bağlantılı olarak bu ve benzeri projelerde yapmalıdır. Yurtsever devrimci çalışma gerekçe kabul etmez. Param yok, zamanım yok gibi gerekçeler ya da başka gerekçelerle bu ve benzeri çalışmalardan kaçamaliyız. Bu projede Kürdistan'ın dört parçasında aydın ve siyasetçilerimizin birlikte çalışmasının gözetilmesini ve aynı şekilde Asuri, Ermeni örgütlemelerinin kabul etmesi halinde kendileriyle birlikte çalışılmasını da öneriyorum. Bu anlamda bu konu ve projenin güncelleşmesi ve hayata geçirilmesi için medya ve sitelerde kendi ve düşünce ve yaklaşımınızı yazarak katkı sunmanızı, ya da önerimiz hakkında ne düşündüğünüzü iletmenizi ve bu tür bir projenin komitelerinin kuruluşu açısından herkesin bulunduğu ülkedeki komiteyi kurmak yönünden gerek çevresi, gerek diğer aydın ve siyasetçilerle diyaloğa girerek bir toplantı yaparak komite ve inisiyatiflerin oluşumuna yönelmelerini öneriyoruz. Bu düşünce ve önerilerimiz konusunda düşüncelerimiz yanında alacağımız tutum ve katkının olup olmayacağını bir email ile bildirmenizi rica ederim. 24 .07. 2006 Medenî Ayhanhttp://www.pdk-xoybun.com |
