PARTIYA DEMOKRAT´A KURDISTAN - XOYBUN

PDK - XOYBUN



AHMET ZEKİ OKÇUOĞLU VE PDK - BAKUR’U AÇIKLAMAYA DAVET EDİYORUM !




AHMET ZEKİ OKÇUOĞLU VE PDK - BAKUR’U AÇIKLAMAYA DAVET EDİYORUM ! ! ....

Swêd, 26. 11. 2005 — Herhalde Zat-i muhteremin canı sıkılıyor, belki de tarihten gelen ‘düşman’ genlerimizi aşındırarak gündemde kalmak istiyor.. Kişisel çıkarları KDP - Bakur’un belirli kadrolarıyla örtüşmeyince ( kaldıki bu zaaf tamamen o kadroların Ahmet Zeki Okçuoğlunu Peyamakurd gazetesinin Şefredektörlüğüne getirmesinden kaynaklı..) tamamen bir paranoya ya kapılan bu megalomanın sürece attığı neşter beynimize, yüreğimize ve ulusal hassasiyetlerimize dokundurtmuştur.

Ülkede halk Sömürgeci çeteleri suçüstü yakalamış, dişe diş bir azimle gündemi diri tutarken, bunlar ulusal kitle dayanaklarımızı gündemsiz gündem ‘lere manipüle ederek bir takım ulusal hassasiyetlerimiz üzerinde oynamaya çalışıyorlar. ( bilerek çoğul kullanıyorum. Çünkü bu son dönemlerde bazı Kürd karizmaları bilerek, bilmeyerek kendilerinde öğesi oldukları sen ben çekişmesi ile kendilerini gündeme taşımaya önemsetmeye çaba gösterirlerken,bir çuval inciride berbat eden tutum içine giriyorlar.. )

Av. Ahmet Zeki okçuoğlu gündeme çomak sokan bu tutu mu içinde /.. Biribirimizle hesaplaşmamız lazım// Benim 30 yıllık kavgam Kürdlerle../ KDP-Bakur’u bile MİT kurdu.../ ifadeleri anabaşlığı altında talihsiz tartışmalara kapı aralıyor.

Düşünce ve davranış birliği ve tutarlılığı olmayan bu eğilimini nasıl okumak gerek ? Uluorta konuşmanın kimseye yarar sağlamadığı bu hasas süreçte, maddi temeli olmayan politik iddia ve yöneliş üzerinde fazla düşünülmeden, ulusal hassasiyetlerimiz açısından bir kırılma olarak kabul gördüğümüz bu kara lekeyi, kamuoyu vicdanında nasıl, hangi gerekçelerle aklayacak ?

Eğer birbirimizle hesaplaşmamız gerekiyorsa, bu hesaplaşmanın bir muhasebesi yapılmalı ve alternatif politikalar dayatılarak, siyasi etik anlayışı çerçevesi içinde, demokratik nüveler baz alınarak dialog geliştirilmeli, bilgi birikimi, deneyimi ve yaratıcılığı ne olursa olsun hiç bir siyasi defterde bir birey, kendi konumunu en kötü bir örgütün bile üstünde göremez, Aydın olma misyonunu ve dinamizmini bir örgüt ile özdeşleştiremez !

Evet PDK - Bakur diaspora yaşamda, birkaç örgütün bileşimi ile Ulusal birlik eğilimini baz alan, amaç ve hadefleri önüne, çoğulcu, ulusal demokratik bir konsepti koyarak oluştu., mücadele deneyimi ve birikimi olan bu karizmaların çoğu hayatta, ve kürdistani duruşlarından hiç bir sapma göstermeden, büyük fedekarlıklarla birikimlerini geleceğe yükleyerek mücadeleye taşıma çaba ve gayreti içindedirler.

! ... 965 kurulan T- KDP mirasının ( Türkiye Kürdistani Demokrat Partisi ) nin güya devamı olan PDK-Bakur un siyasal mücadelesi, konumu, duruşu, program ve tüzüğü Kürdistani eğilimi olan her yurdsever tarafından hiç şüphe götürmez biçimi ile alenen bilinmekte değimi dir. ?

Konuyu uzatmamak ve tekrarlamamak açısından... Sayın, Siraç Bilgin ve Kutbettin Özer in duruma ilişkin belirleme ve değerlendirmelerini gözden geçirmenizi isterken, bizzat tartışmanın merkezi haline gelen Partinin yönetici kadroları tarafından kamuoyuna aydınlatıcı bir açıklama yapmaları gerekmez mi ?

Yıllardır düşüncenin buyrukla, zorbalıkla bastırılması, bu tür örgütlerin muhalafet görevlerini doğru dürüst yapmamaları, kitle dayanaklarımızda başlayan inanç çürümesi ve güven sarsılması sonucu, bastırılmış eylem içgüdülerinin etkisiyle oluşan karşı tepkiler, artık kendi küpüne zarar veren sirke haline dönüşmüş ve etrafına koku salmaktadır !

Tüm değerleriyle kokuşmuş ve çürümüş bu süreçi iyi anlamak, anlatmak zorundayız !

Bu bağlamda Muhalafet ! konumunda olan parti ve örgütlerin yürürlükte ki program ve kararlarını savunanlara büyük bir sorumluluk düşmektedir. Eğer bu görev sorumluluklar zamanında yerine getirilmezse bu alanda partiyi komaya sokar ve bitirir.

Şu anda dünyada ve ülkede yüzyüze olduğumuz sorunlar çok ağır, bu nedenle hiç bir basamağı atlamadan, meziyethatalarına kapılmadan: bugünkü ve başlangıç çizgisi arasındaki farklılıkların ciddi bir muhasebesini yaparak, topluma öncülük iddiasını taşıyan kurum ve kuruluşları doğru mücadele eksenine oturtmak zorundayız. Kadrolar öyle kolay kolay yetiştirilmiyor, ve insan ın ömrü sınırlıdır, aşınmış ömrü yenilemesi olanaklı değildir. Ancak yaşanılan ömrün bilgi birikimini, uzmanlığını, yaratıcılığını, sorumluluk bilinciyle mücadeleye aktararak sağlam bir temel oluşturmak ve davayı emin ellere teslim etmek erdemine sahipiz.

Örgütlü bir toplum böylesi durumlarda bireylerin dezinformasyon tuzağına düşmez, tam tersine örgütlerin yaşamı ileri taşıyan, dönüştüren kriterleri, program ve tüzükleri var ve işlerlik kazandırmak zorundadırlar.

Diyelim ki Ahmet Zeki Okçu oğlu aydın bir kadro.. Peki birikimini başkalarına aktarmış mı, yedeğini oluşturmuş mu ? İki insanı örgütleyebilmiş mi ? Nasıl olurda binlerce dayanağı olan ve kürdistani irade sahibi bir partiyi sömürgeci sistemin istihbarat örgütü tarafından kurulduğu iddialarını yayabiliyor ? Bu iddialarını belgelerle açıklaması gerekiyor ?

Çünkü sözkonusu Partinin içinde değişik dönemlerde görevler üstlendim, yakalandım, işkence gördüm, ceza aldım ! ...

PDK - Bakur u ve Okçuoğlunu bu konuda kamuoyuna açıklama yapmaya davet ediyorum.

Bu iddialar öyle yenilir yutulur iddialar değil, hesaplaşmak mı, istediğiniz platformda istediğiniz argümanlarla ve istediğiniz biçimde hesaplaşalım !...


26. 11. 2005

Adil Duran