PDK-BAKUR POLÍTÍK PROGRAMI PARTÎYA DEMOKRAT A KURDISTAN - BAKUR KURDISTAN DEMOCRATIC PARTY - NORTH KURDISTAN DEMOKRAT PARTISI - KUZEY PDK-Bakur POLÍTÍK PROGRAMI Eylül 1992’ de, 1965 te kurulan Türkiye Kürdistanı Demokrat Partisi (TKDP)’nin devamı Kürdistan Demokrat Partisi, Ala Rızgari Birlik Platformu, Ulusal Birlik Platformu (Bergeh ), Rızgari’den ayrılan grup ve bağımsız bazı kadrolar, gerçekleştirdikleri Birlik Kongresi’nde birleşerek Hevgırtın-PDK’yi kurdular. Kasım 1994’te yapılan II.Kongre’de Partinin adı, siyasi coğrafya tanımlaması esas alınarak, Partiya Demokrat a Kürdistan - Bakur ( PDK-Bakur ) olarak değiştirildi. PDK-Bakur’un elinizdeki Politik Programı, II.Kongre’de, Birlik Kongresi’nde belirlenen proğramda belli değişiklikler yapılarak kabul edilmiştir. KÜRDÍSTAN : Kürtler Ortadoğu’da binlerce yıldan beri yerleşik olarak yaşayan bir halktır. Ülkeleri Kürdistan, yaklaşık 550.000 km² lik bir alanı kapsar. Sağlıklı bir nüfus sayımı yapılmadığı için elde kesin bir rakam olmamakla birlikte, Kürdistan’da ve Kürdistan dışında 30 milyonun üzerinde kürt yaşadığı tahmin edilmektedir. Kürtçe dili, Hint-Avrupa dil gurubuna mensuptur. Kürt halkı, tarihte Karduk, Goti, Med ve Mervani adları altında çeşitli devletler oluşturmuş, Ortadoğu ve insanlık medeniyetine önemli katkılarda bulunmuştur. TARÍHÍ VE SÍYASÍ DURUM : XVIII.Yüzyıldan başlayarak tarih sahnesine modern bir topluluk olan uluslar ve bunların kurdukları ulusal devletler çıktı. Kürt halkı bu yeni tarihi döneme, ülkesi, Osmanlı ve Iran imparatorlukları arasında bölünmüş halde girdi. XX.yüzyılın başında Osmanlı Imparatorluğunun dağılmasından sonra, Balkanlardan Arabistana kadar uzanan bölgede çok sayıda genç ulusal devletler kuruldu. Kürt halkı bu dönemde özgürlüğüne kavuşamadı; bu kez Kürdistan, emperyalist ve sömürgeci devletlerin kendi çıkarlarına uygun olarak 1923 Lozan Antlaşması’yla Türkiye, Irak, Íran ve Suriye araında dörde bölündü. Birinci dünya savaşından sonraki bu bölünme, ülkemizin coğrafik, toplumsal, ekonomik birliğini engelleyen, halkımızın dil ve kültürel birliğini ve gelişmesini dumura uğratan, hatta belli ölçülerde bozan önemli tarihi bir haksızlıktır. Aslında Kürt halkının ulusal eğilimleri hayli geçmişe dayanır. XVI.yy'da yaşayan Ahmedê Xanê'nin eserleri, işlediği konular Kürt ulus bilincinin ilk işaretleridir. Ulusal hareketlerin yoğunlaştığı XIX.yy'da Kürdistan'da da özgürlük hareketleri başladı. 1805 yılında Süleymaniye'de Abdurrahman Paşa Baban ayaklanması ve onu izleyen Kürdistan'ın diğer bölgelerindeki ayaklanmalar, kendi dönemlerinde Ortadoğu'da yaşayan diğer halkların özgürlük ve bağımsızlık hareketlerinden hiçte geri değildir. Kürt halkı, hiçbir dönem boyunduruk altında yaşamayı kabullenmemiştir. Özgürlük için direnmiştir. Ancak Kürdistan'ın jeopolitik konumu nedeniyle sürekli istilalara uğramış ve direnme hareketleri, despot imparatorluklar ve istilacı ordular tarafından bastırılmıştır. Kürdistan imparatorluklar döneminde Hindistan'a uzanan Ipek Yolu hattı üzerinde stratejik konumu olan bir ülke olarak önem kazanmıştır. XX. yy'ın başından itibaren de, petrol ve diğer zengin yeraltı-yerüstü kaynakları nedeniyle emperyalist ve sömürgeci devletlerin ilgi alanına girmiştir. Bu tutumun bir sonucu olarak, Osmanlı Imparatorluğu dağıldıktan sonra, Ortadoğu'da sınırlar yeniden çizilirken, bölge halklarının iradeleri değil, petrolun kimlerin imtiyazında olacağı esas alınmıştır. Ortadodu'da siyasal statükonun belirlendiği I.Dünya savaşı'ndan sonra, hegemonyacı politika ve bölge devletlerinin Kürtlerin varlığını ve haklarını inkar etmesi nedeniyle, Kürt halkı ulusal devletini kuramadı. Batı devletleri politik, ekonomik, demografik ve 1917'de kurulan dünyanın ilk sosyalist devletine karşı stratejik konumları nedeniyle, tercihlerini bölge devletlerinden; Türkiye, Íran, Suriye ve Irak'tan yana yaptılar. Kürt sorununun Sevr görüşmelerinde gündeme getirilmesi, 1923 Lozan görüşmelerinde ise gündemden çıkarılmasının asıl nedeni, bu tercihtir. Yüzyılın başlarından itibaren Batı devletleri ve daha sonraki yıllarda bölgeye giren ABD ile Sovyetler Birliğinin Kürt hareketine karşy politikalary, hep bölge devletlerini tercih esasına dayanmıştır. Bölgede etkili olan uluslararası güçlerin, Kürt sorununa adil ve ilkesel yaklaşmamaları, Kürdistan'ı bölen devletlere destek sağlamaları, yüzyılımızdaki Kürt ulusal ayaklanmalarının başarıya ulaşmamasında, her defasında kanla boğulmasında büyük rol oynamıstır. Bu haksızlığı gidermek, dünya demokratik kamuoyunun Kürt sorununa desteğini sağlamak, Kürdistan ulusal demokratik hareketinin bir görevidir. Diğer yandan Kürt ulusunun kendi geleceğini belirleme hakkına destek vermek, insan hakları, demokrasi ve özgürlük değerlerini, günümüzün politik, ekonomik ve sosyal ilişkilerinde esas alan uluslararasy güçlerin bir sorumluluğudur. Türk devleti egemenliği altındaki Kürdistan parçasında,Cumhuriyet döneminde meydana gelen 1925 şeyh Sait, 1926-30 Ağrı ve 1937-38 Dersim Ayaklanmaları seslerini dünyaya ulaştıramadılar.Batı, Kürt ayaklanmalarına ilgisiz kaldı. Sovyetler Birliği ise, bunları son yıllara kadar Kemalistlerin bakış açysıla gerici, dinci hareketler olarak değerlendirdi. Íçerde de iyi örgütlenemeyen, genellikle belli bölgelerde sıkışıp kalan Kürt ayaklanmaları, dış destek ve dayanışmadan da yoksun olunca T.C ' nin saldırıları karşısında uzun süre dayanamadı, kanlı şekilde bastırıldı. Türkiye, II.Dünya Savaşı'ndan sonra hızla Batı dünyasına entegre oldu. NATO 'ya girdi. ABD'yle ikili ilişkilerini geliştirdi. Bu tarihten sonra ABD ve diğer NATO devletleri, Türkiye'ye geniş destek sağladılar.Türkiye'nin Kürt halkını yok sayan politikası,son yıllara kadar,ABD ve müttefiklerinden sessiz onay buldu. Uluslararası koşullar ve Ortadoğu'daki siyasi dengeler, ne yazık ki, genellikle Kürt halkının aleyhine oldu. Özgürlük ve bağymsızlık uğruna her hareketi, bölge gerici devletleri tarafından bastıryldı. Ancak Kürt halkının ulusal kurtuluş ve demokrasi için mücadelesi hiç durmadı. Bugün de zor koşullar altında devam ediyor. Bugün, Kürdistan, dört bölge devletinin¸Türkiye, Íran, Irak ve Suriye'nin egemenliği altındadır. Kürt halkı, her dört ülkede de ulusal demokratik haklarından yoksundur. Ama, ülkemizin tüm parçalarında, ulusal kurtuluş, eşitlik, demokrasi için Kürt örgütleri mücadele ediyor. Güney Kürdistan, Körfez savaşı'ndan sonra, Kürt halk ayaklanması sonucu özgür bir alan haline geldi. Genel seçimler sonucu yerel Kürt Hükümeti kuruldu. Bugün Kürt Hükümeti, siyasi, ekonomik,sosyal ve askeri düzenlemeleri yapıyor. Kürt halkının bugünkü hedefi, Kürdistan'ın tüm parçalarında sömürgeci egemenliğe son vermek, ülkesini işgalden kurtarmak, halka özgürlük sağlamak ve kendi geleceğini özgürce belirlemektir. PARTÍNÍN NÍTELÍGÍ : PDK-Bakur, yurtsever, çağdaş, demokratik, kitlesel bir ulusal kurtuluş partisidir. PDK-Bakur, Kürdistan'ın Türk devleti egemenliği altındaki parçasında, halkımızın meşru mücadelesini yürütür. Program amaçlarını ve tüzüğü benimseyen tüm Kürt ve Kürdistanlılara açıktır. Kürdistan ulusal demokratik hareketi tarihindeki örgütlü mücadelelerin olumlu yanlarına sahip çıkar. PDK-Bakur, ulusal demokratik karekterinden dolayı, bünyesinde değişik görüş ve fikirlerin varlığını düşünsel ve teorik zenginlik sayar. Bu özelliği itibariyle Partinin yapısı, siyasal program üzerinde birliğe dayanır. Faşist, ırkçı, cins ayırımcı olmayan ve halkların kardeşliğini, barışı redetmeyen her türlü düşünce, Parti içinde, program çerçevesi ve çalışma kurallarını aşmamak koşuluyla, kendini yayma hakkına sahiptir. Partinin eylem birliğine ve disiplinine zarar vermeden azınlık düşüncenin çoğunluk haline gelmesine olanak sağlanır. Bir kişi veya kliğin, Parti'nin teorik ve pratik kararları üzerinde egemenlik kurmasına müsaade edilmez. Partinin iç politik eğitimi ve kültürü, her koşulda çoğulculuğu korur ve besler. Parti, işlerliğinde demokratizmi ve katılımcılığı esas alır. Partinin her ünitesinde göreve seçimle gelinir, seçimle gidilir. PARTÍNÍN SIYASÍ HEDEFÍ VE TALEPLERÍ : a) Ülkemiz Kürdistan, ulsumuzun irade ve isteği dışında bölünmüştür. Hangi nedenle olursa olsun bu tarihsel haksızlık, bir oldu-bitti olarak Kürt ulusuna dayatılamaz. Yine Kürt ulusunun vazgeçilmez haklarını, kısmen veya tamamen ortadan kaldıran bölgesel ve uluslararası antlaşmalar, Kürt halkını bağlamaz ve meşru değildir. PDK-Bakur'un, ulusal kurtuluş mücadelesinde amacı ; ülkemizde yüzyıllardır süren yabancı işgaline, ulusumuz üzerindeki yabancı boyunduruğuna, ağır baskı ve sömürü düzenine son vererek, • Kürt ulusunun kendi geleceğini özgürce belirleme (selfdeterminasyon hakkını gerçekleştirme ) koşullarını oluşturmak, • Türkiye Cumhuriyeti'nde, Kürtlerin, uluslararası hukukta belirlenmiş her türlü politik, kültürel, sosyal ve ekonomik haklarını elde etmek, ve • Türkiye Cumhuriyeti sınırları içindeki Kürdistan parçasında; Kuzey Kürdistan' da çoğulcu, parlamenter demokratik bir düzen ve toplum kurmaktır. b) Kürdistan'ın ekonomik ve toplumsal gelişmesini engelleyen her türlü çağdışı kurum ve düşüncelere, sömürü ve zülme karşı mücadele etmek. Bundan amaç, ulusumuzun tüm sosyal kesimlerinin çıkarlarının dengeli bir biçimde korunduğu çağdaş demokratik toplumu örgütlemektir. c) Parti, temel siyasi hedefleri için mücadelesini sürdürürken, ulusal demokratik, kültürel hak ve özgürlüklerin elde edilmesine büyük önem verir; bu yöndeki kazanımları Kürt halkının siyasi hedeflerine hizmet eden önemli adımlar olarak görür. Bu anlayışla, PDK-Bakur yetkili kurullarında, Kürdistan halkının ekonomik, Sosyal ve kültürel yaşam koşullarını iyileştirecek "Güncel talepler programı" hazırlar ve bu istemlerin elde edilmesi için mücadele eder. DÍGER ULUSAL ÖRGÜTLERLE ÍLÍSKÍ : Partimiz, Kürdistan'da, programını benimseyen toplumun tüm kesimlerine ulaşma ve onları örgütleme amacındadır. Çağdaş toplum, örgütlü olan toplumdur. Toplumda ulusal demokratik örgütlenme, çoğulcu demokratik bir tarzda yatay ve dikey olarak güçlendikçe, ulusal kurtuluş mücadelesi o ölçüde kitleselleşir ve zafere daha çabuk ulaşılır. Politik mücadele ve örgütlenme, sömürgecileri ülkemizden söküp atma mücadelesidir. Ulusal güçler arasında ise bir YARIşTIR; halka ulusal kurtuluş için daha doğru fikir ve eylemler sunma, onları kendi örgütünün saflarına kazanma amacıdır. YARIS, DOSTLUK ÍÇÍNDE SÜRDÜRÜLÜR. Bu fikirlerden hareketle, örgütümüz Kuzey Kürdistan'daki ve diğer parçalardaki tüm ulusal örgütleri, kardeş ve dost görür, onlarla çeşitli biçimlerde iş ve eylem birlikleri yapar. Devrimci ve yurtsever Kürt örgütlerinin kendi aralarında veya örgüt içi sorunlarda şiddet kullanmasına kesinlikle karşıdır. Yurtsever kanı akıtmayı, Kürt halkına yapılmış en büyük kötülük sayar. KÜRDÍSTAN'IN DIşINDA YAşAYAN KÜRTLERÍN SORUNLARI : Osmanlı Imparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti döneminde zorla sürgün edilerek ve ekonomik göç nedeniyle büyük bir Kürt nüfusu, Türkiye'nin batı bölgelerine yerleşmiştir. Günümüzde Kürdistan dışında büyük metropollerde ve Batı Anadolu'da tahminen 5-6 milyon Kürt yaşamaktadır. Türkiye'nin batısında yaşayan halkımız, ulusal demokratik mücadeleye büyük katkıda bulunuyor. PDK-Bakur, Kürdistan dışında yaşayan Kürtlerin çeşitli alanlardaki mücadelesine destek verir, ulusal kültürel haklarına kavuşmaları için mücadele eder. Yurtdışındaki Kürdistanlıların bulundukları ülkelerde, ulusal kimliklerinin kabul edilmesi için çaba gösterir. Ísteyenlerin Kürdistan'a dönebilmeleri için koşullar hazırlar. KOMŞU HALKLARLA DAYANIŞMA : PDK-Bakur, özgürlük ve eşitlik temelinde Kürt halkıyla Türk, Fars ve Arap halklarının Kürt halkının taleplerini destekleyen güçleri arasında dostluk ilişkilerinin gelişip güçlenmesi için çaba gösterir. Türk devleti, Kürt halkının mücadelesini engellemek için, Türk halkı arasında Kürt düşmanlığıny körüklüyor, azgın, ırkçı, saldırgan bir politika izliyor. Türk ve Kürt halklarını karşy karşyya getirmek; onları birbirine kırdırmak istiyor. Türk devletinin politikasıny boşa çıkarmak için, Kürt halkının haklı taleplerine destek veren tüm güçlerle sıkı işbirliği yapar. Partimiz, Kürt halkı arasında Türk halkına karşı düşmanca duyguların gelişmesine müsaade etmez; bu türden eğilimlere karşı düşünsel ve ideolojik olarak mücadele eder. Türk halkı, Türk devletinin şovenist propagandalarının etkisinde kalmış olsa bile, devletin Kürt sorununu Türk-Kürt çelişkisine dönüştürme politikasına karşı amansız bir mücadele verir. Kürt halkının ulusal kurtuluş mücadelesi, Türk halkına,onun refah ve mutluluk içinde yaşama arzularına karşı değil, Türk devletinin sömürgeci politikasına karşı bir mücadeledir. Partimiz, Türk devletinin ve toplumun demokratikleşmesini hedefleyen kesimlerle, köklü demokratik atılımlar konusunu, iki halkın mücadelesinin ortak bazı olarak değerlendirir. DIş POLÍTÍKA Partimiz, uluslararası düzeyde bağımsız bir politika izlemek ve karşılıklı çıkarlara dayalı uluslararası ilişkiler geliştirmekten yanadır. KÜRDÍSTAN'DA AZINLIKLAR SORUNU : PDK-Bakur, Kuzey Kürdistan'da yaşayan azınlıkların (Asuri, Süryani Kaldani, Ermeni, Arap, Türk, Türkmen, Azeri ve Çerkezlerin ) ulusal demokratik ve kültürel halkarına saygı göstermek; çağdaş, demokratik bir Kürdistan'da her türlü temel insan haklarına sahip olacaklarını kabul ve garanti eder. ÍNANÇ VE ÍBADET ÖZGÜRLÜGÜ : Parti, din ve devlet işlerini birbirinden ayrı tutma temelinde, Kürdistan'da varolan tüm din ve mezheplerin inanç ve ibadet özgürlüğüne saygı gösterir ve buna ters düşen her türlü baskı ve kısıtlamaya karşı mücadele eder. EKONOMÍ : Kürdistan'daki ekonomik yıkım ve Kürt halkının içinde bulunduğu sefalet, ancak sömürgeci egemenliğin son bulması ve Kürdistan halkının çıkarlarını gözeten serbest piyasa ekonomisi politikasının uygulanmasıyla çözümlenecektir. EğÍTÍM VE KÜLTÜR YAşAMI : Kurtuluş öncesi ve sonrası Kürt dili, kültürü ve sanatını geliştirme mücadelesi vermek; bunun için gerekli kurumların oluşturulmasına yardımcı olmak. Kürtçe dilinde eğitim ve öğretim hizmetlerinin bilimsel esaslara göre programlanması ve yaşama geçirilmesi için çaba göstermek ve önermelerde bulunmak . KADIN SORUNU : Nüfusumuzun yarısını oluşturan kadınların, toplumsal-gel eneksel özelliklerden ve erkek-kadın eşitsizliğinden kaynaklanan özgün sorunları vardır. Kadınların toplumsal ve politik yaşamda eşitlik ve özgürlük mücadelesine destek olunacak; kadınların problemlerini çözüm yönünde kendilerinin belirleyecekleri talepler desteklenecektir. Kadınların ulusal mücadelede daha etkin katılımı, rol ve görev alması için çaba gösterilecektir. GENÇLÍK SORUNU : Gençlik, geleceğimizin sahibidir; bu özelliğiyle ulusal varlığımızın devamı ve politik-toplumsal geleceğimizde belirleyici rolleri vardır. Kürt ulusunun eşitlik ve özgürlük mücadelesine bağlı, sağlıklı bir gençlik kuşağının yetişmesi tüm ulusumuzun ortak görevidir. Bu görev ve sorumluluğun gereklerini yerine getirmek üzere parti, gerekli önlemleri alır. Ü LKEMÍZDE ÇEVRE SORUNU : Çevreyi korumak ve halka koruma bilincini vermek. Sömürgeciler, ülkemizin tarihi ve tabii güzelliklerini sistemli biçimde yok etmektedir. Çok çeşitli kültürlerin yaşadığı, adeta bir medeniyetler yuvası olan ülkemizde bu zenginlikler araştırılıp insanlığın kültür hazinesine mal edilmeden çeşitli biçimlerde yok edilmektedir. Yine daha 20-30 yıl öncesine kadar geniş ormanlıklarla kaplı ve zengin bir bitki örtüsüne sahip olan Kürdistan, askeri amaçlarla bir harabeye çevrilmiştir. Çevre sorunu, tüm insanlığın ortak bir sorunu olduğu gibi, Kürt halkı için ülkesinin güzelliğini savunma ve gelecek kuşaklara yaşanılır özgür bir ülke bırakma temel amacynı oluşturur. ___________________________________ PARTÍNÍN GÜNCEL TALEPLERÍ : PDK-Bakur, aşağıdaki taleplerin gerçekleştirilmesi için mücadele ediyor. Bu talepler gerçekleştiğinde,Türkiye'de Kürt sorunu, daha fazla kan akıtılmadan, çatışma ve düşmanlık duyguları halkların birbirini boğazlaması derecesine varmadan büyük ölçüde çözüm yoluna girebilir. Partinin talepleri, Türk halkının da özlemi olan çağdaş ve demokratik bir Türkiye'de gerçekleşebilir, adil, meşru ve vazgeçilmez haklardır. A - CAN GÜVENLÍGÍ VE GÜVEN ORTAMININ SAGLANMASI ÍÇÍN ÍLK ÖNLEMLER : 1. Ateşkes sağlanması; devletin askeri operasyonları ve silahlı mücadelenin durdurulması. 2. Genel af çıkarılması. 3. Arkasında Kontrgerilla ve Hizbullah örgütünün bulunduğu faili meçhul cinayetlerin durdurulması, şimdiye kadar işlenmiş cinayetlerin aydınlatılması ve faillerin cezalandırılması. 4. Özel Tim gibi resmi-sivil birliklerin Kürdistan'dan geri çekilmesi. 5. Olağanüstü Hal uygulamasının kaldırılması. 6. Köy koruculuk sisteminin kaldırılması. Bu alanda yapılan harcamaların, işyeri olanaklarının yaratılması için harcanması. 7. Normal asayiş önlemleri dışında, sürek avı diye ifade edebileceğimiz toplu gözaltı ve tutuklamaların durdurulması. 8. Kürt basın-yayın ve kültürel faaliyetlerine karşı baskı ve engellemelerin durdurulması. 9. Türkiye'de Kürt sorunu ve çözümünün tüm yönleriyle ve her düzeyde özgürce tartışılabileceği demokratik bir ortamın sağlanması. 10. Irkçı, militarist çevrelerce körüklenen Kürt düşmanlığı ve Kürt halkıyla Türk halkını karşı karşyya getirecek türden eylemlerin yasaklanması; karşı tedbirlerin alınması. 11. Askeri operasyonlarda zarar görenlerin zararlarının devletçe karşılanması. 12. Kürdistan'da köy boşaltmaları ve göçün durdurulması; göç edenlerin topraklarına geri dönmesi için gerekli önlemlerin alınması, kayıplarının karşılanması. B - TÜRKÍYE'NÍN DEMOKRATÍKLEŞMESÍ VE "KÜRT REALÍTESÍ" YLE UYUMLU HUKUKSAL VE POLÍTÍK DÜZENLEMELERÍN YAPILMASI. 1. Türkiye devletinin politik, hukuksal ve idari düzeninde, Avrupa Birliği standartlarında demokratik reform ve değişikliklerin yapılması. 2. Kürt halkınyn varlığy ve temel haklarınyn, yasal güvencelere kavuşturulması. Türkiye Anayasası ve temel yasalarında bu yönde gerekli değişikliklerin yapılmasy. 3. Türkiye'nin uluslararası antlaşmalarda koyduğu çekinceleri kaldırması ve Kürt realitesini kabul temelinde yükümlülüklerini yerine getirmesi. 4. Türkiye'nin uluslararası ve bölgesel düzeyde imzaladığı Antlaşmalarda, Kürt halkına karşı olan tüm hükümleri geçersiz sayması. 5. Kürtlere her türlü kültürel hakların tanınması. 6. Kürtçe'nin ikinci resmi dil olarak kabul edilmesi; Kürtçe dilinde ilkokuldan üniversiteye kadar eğitim-öğretim hakkının sağlanması; Kürtçe dilinde yazılı, sözlü ve görsel her türlü basın ve yayın hakkının geçekleştirilmesi. Kürtçe yayın yapan radyo ve televizyonların kurulması. 7. Kürt ulusal kimliğini ve Kürdistan'ı esas alan etnik veya bölgesel nitelikli politik partilerin kurulması ve bunlara Türkiye'de politik faaliyet özgürlüğünün tanınması. 8. Yasama ve Yürütme başta olmak üzere tüm devlet organlarında, nüfus oranlarına göre Kürtlere temsil hakkının sağlanması. 9. Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi temsilcilerinin gözetiminde, Türkiye'de nüfus sayımının yapılması; Kürt nüfusu ve Kürtçe konuşanların sayısının tespit edilmesi. 10. Türkiye'de nüfus dağılımına uygun yerel ve idari bir yönetim sisteminin kabul edilmesi; merkezi yetkilerin yerel yönetimlere kaydırılması; Kürdistan'da ve Kürt nüfusunun yarüdan fazla olduğu bölgelerde, Kürt yöneticilerin demokratik seçimlerle seçilmesi. 11. Kürdistan'da ekonomik ve altyapısal yatırımların yapılması; tarımsal, ticari ve endüstriyel alanda özel ekonomik teşvik ve destekleme programlarının uygulanması; köylülere ucuz zirai kredi, esnafa ucuz ticari kredi sağlanması. 12. Bölgenin doğal zenginliklerini işleyen devlet işletmelerinin ( KÍT'lerin ) yönetim ve denetiminin yerel yönetimlere devredilmesi ve bu zenginliğin bölgenin kalkınmasında kullanılması. C - HALKIN ÖZGÜR ÍRADESÍNÍN BELÍRLENMESÍ : Türkiye'de, kimden kaynaklanırsa kaynaklansın terör ortamının aşılmasından ve demokratik bir güven ortamı sağlandıktan sonra, ister uniter devlet yapısını koruma yönündeki görüşler olsun, ister Kürt halkına bağımsızlık isteyen görüşler olsun, tüm çözüm yollarının özgürce tartışıldığı koşullarda, Birleşmiş Milletler, AGÍK ve Avrupa Topluluğu'nun gözetiminde politik bir plebisit yapılmalıdır. Kürt halkının iradesi, hangi tür siyasal, idari ve hukuksal koşullarda ve kiminle beraber yaşamak istediği veya istemediği belirlenmelidir. |