PARTÎYA DEMOKRAT A KURDISTAN - XOYBUN

Wext: Thursday, 29.May. @ 00:00:00 CEST

Mijar:



PDK - XOYBUN


KAMUOYUNA


11 Eylül 2001 tarihli ABD’ye düzenlenen terör saldırısı nedeniyle ABD Başkanı G.W.Bush, bu saldırıyı medeniyete ve demokrasiye yapılan bir saldırı olduğu gerekçesiyle savaş hali ilan etmiş. Ingiltere ise olası bir harekatta ABD’ye aktif destek vereceğini ilan etmiştir. Öte yandan BM Güvenlik Konseyi, aldığı bir kararla tüm ülkeleri terörizme karşı mücadele etmeye mecbur kılmıstır. NATO ise, kurucu antlaşmasının 5.maddesinden doğan yükümlülüklerını terör eylemlerini de içine alacak bir şekilde genişletmiştir. Bu süreç ABD’nin, gündeminde olan dünyanın yeniden dizyan edilmesi sürecini hızlandırmıştır. Dolayısıyla, ABD ve Ingiltere’nin önderliğini yaptığı koalisyonun “Uluslararasi Anti-terör” harekati ”Nato’nun lojistik desteğiyle, 08.10.2001’de “El-Kaide terör örgütü bağlantılı Afganistan’nın radikal islam Taliban iktidarina yöneltmiştir. Afganistan’da başlatılan harekat ile El-Kaide terör örgütü çökertilmiş ve Taliban iktidarini da sona erdirmiştir. Böylece Afganistan’da demokratik bir düzene geçişin altyapısını oluşturmak üzere 22.12.2001’de geçici bir hükümet atanmıştır.

ABD – Ingiltere koalisyonu, Afganistan müdahalesinden sonra, uluslararası Anti-terör harekatının ikinci aşamasının “uluslararası ebedi özgürlük ve demokrasi” mücadelesine dönüştürdüğünü ilan etmiş ve “Şer Ekseni” içinde Irak ve Iran devletlerini de göstermiştir. Böylece savaş, terör ve dikta rejimlerinin kaynağı olarak tanımlanan Ortadoğu bölgesine yöneltmiştir. Ebedi Özgürlük ve demokrasi harekatinin ilk aşaması Irak’ın, “biyolojik ve kimyasal kitle imha” silahlarından arındırılması ve Saddam Hüseyin dikta rejiminin yani sıra bölgedeki anti - demokratik rejimlerinin demokratik bir yapıya dönüştürülmesi ve bölge halklarının özgürleştirilmesi hedeflendiği kamuoyuna duyurulmuştu. Koalisyon ortakları, harekata başlamadan önce bölge ülkeleri nezdinde askeri güçlerini konuşlandırma ve lojistik destek isteme girişimlerinde bulunulmuş, ancak, savaş aşamasına gelinen süreçte koalisyon güçlerinin müdahalesine şiddetle karşi çikan bölge ülkelerinin başında Türkiye Cumhuriyeti Devleti (TC) olmuştur. Karşı çikma gerekçesinde ise; Musul – Kerkük –Türkmen ve PKK/KADEK argümentinin yanı sıra, Irak’a yönelik bir müdahale olursa Irak’ın toprak bütünlüğünü korumak olanaksız duruma gelebilir. Irak’ın bölünmesi halinde de altyapısı hazır, ancak konjoktür nedeniye ilanı geçiktirilmiş olan bir Bağimsiz Kurdistan Devleti ilanı ile karşı karşıya kalabiliriz.

Bu nedenle TC, Irak’a ilişkin geleneksel stratejik politikasını 07.10.2002 tarihli Hürriyet gazetesinde “Kozmik kasadaki gizli belge” başlıklı manşet haberinde şöyle açıklanmıştır. “ABD’nin operesyon hazırlıklarına hiz vermesi ve Kuzey Irak’ta Kürt Parlamentosunun yeniden toplanması üzerine Çankaya Köskü’nde yapılan zirvede, Türkiye’nin Irak Milli Siyaset Belgesi ve Irak Eylem Planı da konuşuldu. Kuzey Irak’ta bağımsız bir Kürt Devleti’nin ilanını, ‘müdahale nedeni’ olarak tanımlayan bu belgenin aynen geçerliligini koruması, zirveye katılan siyasi ve askeri kanat tarafından bir kez daha seslendirildi. Dişişleri Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı ve MIT Müsteşarlığı eşgüdümü ile hazırlanan, Hükümetin “Kozmik kasası”nda saklı tutulan belge Türkiye’nin Irak’a yönelik politikasının esaslarını dokuz maddede toplıyor: Iste maddeler: “BM ve komşularıyla sorunu olmayan bir Irak hedefi esastır. Irak’ın toprak bütünlüğü korunmalıdır. Merkezi yönetim otoritesi ülkenin tamamında tesis edilmelidir. Irak’taki Türkmenler eşit vatandaşlar olarak korunmalıdır. Irak’taki etnik azınlıkların ayrı bir yönetime sahip olmamaları gözetilmelidir. Irak’in Saddam Hüseyin sonrası yapısında da Üniter devlet özelliğini muhafaza edebilmesi yönündeki gayretlerimiz sürdürülmelidir. Kuzey Irak’ta bizim için hiçbir şekilde kabulü mümkün olmayan senaryo, Bağimsiz bir Kürt Devleti’nin ilanıdır. Bu yöndeki bir deklerasyon ‘müdahale nedeni’ sayılmalıdır. Irak, Türkiye’ye askeri açidan bir tehdit teşkil etmemelidir. Irak, Türkiye’ye ekonomik bakimdan mümkün olduğunca bağlanmalıdır. Habur sınır kapısında gerekli düzenlemeleri takiben ikinci sınır kapısı açılmalıdır. Bölge dışı güçlerin Irak’a müdahalelerini azaltacak gelişme ve çözümler desteklenmelidir.”

09.10.2002 tarihli Hürriyet Gazetesi Yazarı Serdar Turgut, “Kozmik Kasada eksik olan belge” başlıklı makalesinde ise, “Deniliyormuş ki bu belgede TC’nin Irak ile ilgili hedefi, Demokratik bir Irak oluşturmakmış. Böyle bir tuhaf hedef neden konuldu kozmik belgeye anlamadim” diye yazmıştır. Ne dersiniz, PKK/KADEK’in kuruluş çekirdek kadrosu ile Demokratik Cumhuriyet Projesi, TC derin devlet erki’nin kozmaik kasasindan çikmiş olmazsın. Biz oradan çiktığı ve yönlendirildigi kanaatini taşiyoruz.

Görüldüğü üzere TC derin devlet yönetimi, “Ulusların kendi geleceklerini özgürce belirleme ilkesine sahip çikmaya çalışan süreci engeleyen irkçi ve faşist bir rejim olduğunu dünya kamuoyuna deklere etmekten çekinmemiştir. Çünkü TC varlığını Kürt ulusunun inkarı üzerine inşa etmiş olduğu için, Kürt halkının ulusal ve siyasal kimliğini bırakın Türkiye sınırları içinde, sınır ötesinde dahi potansiyel tehdit olarak görmektedır. Bu nedenle Kurdistan Sendromu yaşamaktadır. Dolayısıyla, Kürt ulusal sorununu baskı ve şiddet yöntemleriyle çözümlemeyi hedefledigi için sürekli komplo teorileri üretmektedir.

Öte yandan TC derin devlet yönetimi, Koalisyonun Irak’a yönelik ebedi özgürlük ve demokrasi harekati sürecinde, Kürt halkının ulusal ve siyasal bir statüye kavuşmaması için, Ortadoğu ve Avrupa Birliği ülkelerinin yanısıra Rusya, Çin nezdinde yürüttüğü siyasi ve diplomatik girişimlerle savaşı önlemeye çalışıyor gözükmüş. Ancak, Kürt halkının özgürlüklerini ebedi kısma ve Irak dikta rejimini başka bir biçimde ayakta tutmak için, koalisyon harekatina katilmaya gönüllü olmuştur. Bu nedenle, olası Irak Operasyonu çerçevesinde Koalisyon harekatina katilabilmek için ABD ile çok yönlü gizli pazarlıklar yürütmek süretiyle de savaşa, kendi açısından en uygun şartlarda girmeye çalışmıştır.

Örnegin: ABD Dişişleri Bakanlığı Irak’a olası bir harekat nedeniyle Türk Hükümetinden; Türkiye’de konuşlanma, üs ve limanları kullanmak üzere keşif izni istemiştir. Hükümet, üslerde keşif inceleme izini verildigini 10.01.2003’te açıklamşıtır. Yapılan inceleme çalışmaları sonucunda tesbit edilen üs ve limanlar Hükümete iletmiş. Hükümet, “üslerin modernizasyonu” ile ilgili izin isteme tezkeresini TBMM Başkanlığına sunulan tezkerede; “Türkiye’deki askeri üs ve tesisler ile limanlarda gerekli yenileştirme, geliştirme inşaat ve tevsi çalişmaları ile alt yapı faaliyetlerinde bulunmak amacıyla ABD’ye mensup teknik ve askeri personelin 3 ay süreyle Türkiye’de bulunmsına, bununla ilgili gerekli düzenlemelerin hükümet tarafından yapılmasına Anayasanın 92. maddesi uyarınca izin verilmesine ilişkin tezkere, 06 Subat 2003 tarihli TBMM kapalı oturumda kabul edilmiştir. Böylece TC ile ABD arasında “ekonomik, siyasi ve askeri” konularda pazarlık süreci de hizlandirilmiştir.

TC Hükümeti, Liman ve üslerin Modarnizasyonuna ilişkin 1.tezkereyi tamamlama kapsamında gereği, kapsami, sınır ve zamanı hükümet’çe belirlenecek şekilde TBMM başkanlığına gönderilen “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yurtdışına gönderilmesine ve bu kuvvetlerin belirlenecek esaslar dairesinde kullanılmasına, uluslararası meşruiyet kuralları çerçevesinde Yabancı Silahli Kuvvetler unsurlarının geçici olarak konuşlandırılmak üzere 6 ay süreyle Türkiye’de bulunmasının esas ve usullerine ilişkin düzenlenmelerin hükümetin belirleyeceği esaslar çerçevesinde yapılmasına, anayasanın 92.maddesi uyarınca izin verilmesine” ilişkin 2.tezkere, 01.03.2003 tarihli TBMM kapalı oturumunda, katılanların salt çoğunluk yeter sayısına ulaşılmadığı için reddedilmiş sayıldı.

Böylece ABD ile prensip anlaşmasına varılmış fakat imzalanmadığı söylenen ekonomik, siyasi ve askeri konuları içeren, mutabakat zabtları da masadan kalkmış oluyordu. Dolayısıyle koalisyon güçleri, Kuzey cephesinin Kürt kuvvetleriyle birlikte icra edileceğini bu deniyle Türkiye’nin Kuzey Irak’tan uzak durması ve Türk silahlı Kuvvetleri’nin tek taraflı bölgeye girmesi halinde koalisyon güçleriyle çatışmanın kaçınılmaz olacağını açık bir dille hükümete iletme gereği duymuştur. Elbette anlaşamazlardı. Çünkü zıtların bir arada olması asyanın tabiatina aykırıdır.

Ancak, ABD Baskanı George W.Bush, 18.3.2003’te yaptığı Ulusa sesleniş konuşmasında, “Saddam Hüseyin ve oğulları 48 sat içinde Irak’ı terk etmeli. Bu sürenin dolmasından sonra bizim seçeceğimiz bir anda askeri operasyona başlayabilir” ültimatomu verdi.” Ancak, bu ültimatom anında Saddam Hüseyin tarafından reddedilmiştir. 18.03.2003’te ABD Dişişleri Bakanı Colin Povell tarfından ivedi olarak, “Irak harekati için Türkiyeden uçuşlara izin verilmesini istediklerini, Ankara kabul ederse mali yardimda” bulunacaklarını kaydetti. TC Adalet Bakanı ve hükümet sözcüsü Cemil Çiçek, 19.03.2003 günü basına yaptığı açıklamada; ABD’nin Türkiye’den acil olan bu isteği içeren Başbakanlık tezkeresi TBMM Başkanlığına gönderilmiştir. “Yurtdışına asker gönderilmesi ve Türk hava sahasının yabancı silahli kuvvetlerin hava unsurlarına açılması konusunda, Hükümete 6 ay süreyle yetki verilmesini” öngören bu 3.tezkere, 20.03.2003 tarihli TBMM kapalı oturumunda kabul edilmiştir.

Türkiye hava koridorunun koalisyon güçlerine açılmasına ilişkin teskerenin kabulunden sonra TC Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kuzey Irak’a girme iştahı yeniden kabarmıştır. TC Başbakanı, Dişişleri Bakanı ve Genelkurmay yetkililerince peş peşe yapılan açıklamalarda; “Kuzey Irak’ta Musul ve Kerkük’ün peşmergeler tarafından işgal edilmesine, Türkmenleri olası saldırılara karşı korumak, PKK/KADEK eylemlerinin önüne geçmek, olası bir göç dalgasını sınırın ötesinde karşılamak Türk askerinin bölgedeki varlığı insani amaçlar ve olası istikrarsızlıkların önlenmesi için Kuzey Irak’ta bulunacaktır” açıklamalarıyla Kürt ulusuna olan kin ve nefretlerini kusuyorlardı.

Oysa Kürt Federe Devleti, yetkililerinin, “amacımız bagımsızlık degil, demokratik ve federal sisteme dayalı bir Irak öngörüyoruz. TC tarafından ileri sürülen olası bu sorunların üstesinden geleceklerini, ama gerekirse TC’den yardim isteyebileceklerini defalarca deklere etmişlerdir. Ancak, Kurdistan Demokrat Partisi (PDK) lideri sayın Mesut Barzani ve Kurdistan Yurtseverler Birliği (YNK) lideri sayın Celal Talabani’nin tüm iyi niyet çağrı ve uyarılarına karşın,TC derin devlet yönetimi Güney Kurdistan’ı işgal arzusunda israrlı olmuştır. Yapılan bu açıklamalar ve tüm iyi niyet girişimlerine karşın, TC derin devlet erki, ileri sürdügü argümentleri tekrarlamakta israr etmiştir.

Bu nedenle, TC’nin bu küstah ve irkçi davranışlarına dur diye bilmek için; Kurdistan Ulusal Kurtuluş ve demokrasi mücadelesinin başarıya ulaşmasının alt yapısı olan Kürt Ulusal Parlamentosu altı yıl aradan sonra toplanmış, Kurdistan Federe Devlet Anayasası’nı kabul etmiş ve Kerkük’ü Başkent ilan etmiştir. Bir diğer toplantıda, Kurdistan’da olağanüstü hal ilan etmiş ve Kuzey Irak’a her ne sebap ve süretle olursa olsun bölge ülkeleri tarafından vaki olabilecak bir müdahelenin savaş sebebi sayılacağını ilan etmiştir. Öte yandan Irak Muhalefet Cephesi’nin Salahaddin kentindeki toplantısının sonuç bildirisinde, konuya ilişkin açıklamada; “Uluslararası koalisyonun Irak’a müdahalesini memnuniyetle karşiliyoruz, ancak, Türkiye ve bölge ülkelerinin müdahalesine karşıyız” denilmiştir. Kurdistan ulusal partileri; PDK ve YNK, Peşmerge kuvvetleri’nin tek komuta altında birleştirilmesi kararının yanı sıra, her iki partinin karar organları tarafından oluşturulan ulusal siyasi temsil yetkisine haiz “Kurdistan Ulusal Eşgüdüm Konseyi” oluşturulmuştur. PDK lideri Sayın Mesut Barzani ve YNK lideri sayın Celal Talabani tarafından yapılan ortak açıklamada olası bir Türk müdahalesine karşı savaşmaya hazır olduklarını ve bu nedenle de Kurdistan – Türkiye sınırına 20 bin silahli PEŞMERGE kaydırılmıştır. Kurdistan ulusal kurumlarından peş peşe alınan kararlar ve yapılan açıklamalar Türkiye cephesine bomba gibi düşmüştür. Olaylarin geliştiği bu hızlı süreçte; TC’nin Koalisyon harekatinin dişinda bırakılmasında önemli rol oynamştır. Dolayısıyla bu gelişmeler, TC derin devleti ile işbirlikçisi PKK/KADEK’in tüm stratejik planlarını altüst etmiştir.

TC’nin koalisyon dışında kalmasının dır diger önemli etken ise; ABD ve Ingiltere’nin kararlı ve gerçekçı bir tutumu içinde Türkiyenin anti demokratik isteklerini reddetmiş olmalarının yanı sira Avrupa Birliği (AB) ve NATO ülkeleri ile Rusya’nın TC Türk Silahli Kuvvetleri’nin Kuzey Irak’a girmesine karşı olduklarını açıklamış olmalarıdır. Ancak önemsenmesi gereken bir diğer açıklama da 25.03.2003 tarihli Avrupa Birliği Dönem Baskanı Yunanistan Dişişleri Bakanlığı, “Türk askerinin Kuzey Irak’a girmesi durumunda, Avrupa Birliği ve ABD’nin “yakın işbirliği” yapmak konusunda karşılıklı taahhüt verdiklerini” açıklamış olmasıdır.

Türkiye hava koridorunun koalisyon güçlerine açilmasının hemen akebinde, NEWROZ arifesinde 20 Mart 2003 tarihinde Irak’a yönelik, “Ebedi Özgürlük ve Demokrasi” harekatinin ilk bombaları Bağdat’ta patlamıştır. 06 Nisan 2003’te ABD Başkanı Bush, ABD özel kuvvetleri ile paraşutçu birliklerinin Irak’lı Kürtler ile birlikte Kuzey cephesini açtığını dünyaya, kamuoyuna duyurmuştur. Koalisyon Kuvvetleri 09 Nisan 2003’te Bağdat’ı ve ABD özel kuvvetler birliği desteğinde Kurdistan ulusal kuvvetleri PEŞMERGE birlikleri; 10 Nisan 2003’te Kerkük’ü, 12 Nisan 2003’te de Musul’u denetim altına aldılar. Böylece, Irak ve Güney Kurdistan, Saddam Hüseyin dikta rejimi yönetiminden arındırılarak özgürleştirilmiştir. Kurdistan ulusal kuvvetleri peşmergeler tarafindan da Güney Kurdistan’ın köy, kasaba ve şehirleri dikta rejiminin kalıntılarıdan tek tek temizlenerek özgürleştirilmiştir. NEWROZ kutlamalarının yıldönümünde tarih tekerür etmiştir. Güney Kurdistan özgürdür. Ulusumuzun gözü aydın, bu ulusal başarı ulusumuza KUTLU olsun.

Bugün için, Irak Devlet Rejimi’nin yeniden yapılanması ve Kurdistan Federe Devleti statüsünün resmen ilanı ve güvencesi sağlanana kadar, Güney Kurdistan ABD özel kuvvetler birliğinin koruması altındadır. Ancak, denetim Kurdistan ulusal kuvvetlerı peşmerge birliklerinin egemenliğindedir. Bu vesileyle Güney Kurdistan’ın özgürleşmesinde başta ABD ve Ingiltere olmak üzere katkısı olan tüm ülkelere Kürt ulusu olarak şükran ve minnettarlığımızı sunuyoruz.


Yaşasın Birleşik Bağımsız Kurdistan.

Yaşasın Kurdistan Ulusal Kuvvetleri PEŞMERGE.


Nisan 2003



PDK - XOYBUN


http://www.pdk-xoybun.com

http://www.xoybun.com



_________________________________________




  • DIKTATÖRLÜKLER YIKILMALI ! ...

  • KURŞUNLAR MÎSAK-I MÎLLÎ SINIRINA ! ...












  • KAHROLSUN KEMALIZM !...

  • KAHROLSUN SÖMÜRGECI TC. !...


  • Partimiz PDK-XOYBUN, dünyadaki gelişmelerle insanlığın baskısız, özgür, adil
    bir hayat yaşaması için insanlığın demokrasiyi yaşatıp geliştirmesinin yandaşıdır. Ve her türden diktatörlüklere karşı olan devlet, parti ve örgütlerle omuz omuza mucadele etme kararlığındadır.










  • Navnîşana ev nûçe jê hatî: PDK-XOYBUN; wiha, di xizmeta, Kurd û Kurdistanê daye : Pirojeya Kurdistana Mezin, Pirojeyên Aborî û Avakirin, Pirojeyên Cand û Huner, Lêkolîna Dîroka Kurdistanê, Perwerdeya Zimanê Kurdî, Perwerdeya Zanîn û Sîyasî, Weşana Malper û TV yên Kurdistane.
    http://www.pdk-xoybun.com - www.xoybun.com

    Bo ev nûçe navnîşan:
    http://www.pdk-xoybun.com - www.xoybun.com/modules.php?name=News&file=article&sid=1414