Barbar Osmanlı Imparatorluğu sömürgeleri olan
topluluğun insanlarını devşirmeleştirebilmek için
işgalleri esnasından daha fazla katliam ve işkenceylen
barbarlılık yapmşlar.

Tarihte bilindiği gibi Osmanlı`nın zalimane
politikarı olan tecrit, inkar, soykırımlarla 1915-
1916´da 1,5 Milyon Ermeni katliamı, tarih boyunca
Kurdistan`da yapılan katliam´lar unutulmaz…


Osmanlı imparatorluğunun sömürge çarkından
sayısızca mazlum uluslar ve azınliklar ezilmiş.
Bunlardan Asuri, Rum Boşnak, Sırp, Arnavut, Gürci,
Abaza gibi ulus ve halklar´da Osmanlı`nın asimile
ve devşirmeleştirme politikasıylan sindirilmişler.
Vede sürgün ve katliamlarla inkar edilmişler.

Çirkin tarihin mirasçısı TC. devleti gadarca işgal,
talan, yargısız infaz, ekosit katliamlar, inkar,
inkence, vs. işlenen suçlarla saltanatını
sürdürmektedir. Barbar TC. devletide işgal,
asimile ve devşirmede başarılı olabilmek için
sayısızca işkence ve katliamlar yapmıştır.

Terörist ve çete olan, TC. devleti kendi tarihinin her
döneminde, medeniyetin kanallarını tıkadığı nedeniyle
elbette bir gün uygar dünya tarafında yargılanacak…
Kuşkusuz yargısız kalmamalı.

Bugün derin devlet olduğunu söyleyen TC. Sihirli
senayosuyla bazı ilegal kurumlarını deşifre ediyorlar.
Bu kurumlar güya demokratik kitle örgütleri, TC.
rejiminin muhalifi görümünde olan ve sömürgecinin
deyimiylen “Kardeşcikler den oluşan, TC.`nin”
parlemantosu içinde kurulan partilerdir. Bu ihanet
şebekeleri derin devletin zor günleri
için ambarlarında saklanan erzak ve depolarında
tutulan en güçlü silahlarıdır. Örneğin PKK- HEP ve SHP
itifakı gibi…

Yurtsever ve Demokrat Kürt ulusu biliyormusunuz? Çete
ve terörist TC. devletine vatanin nerede? Ana
vatanına geri dön. Sömürgeceliğine hayır dememiz
gerekirken, ülkemiz Kurdistan`da insanlar kitleler
halinde, bazı karanlık güçlerle TC.nin parlamentosuna
katılıp seçim bezirganlığıyla sömürgeci parlementoyu
yeniliyorlar. Sizce bu güçler TC. sömürgeciliğinin
Kurdistan`daki varlığını ve uyguladığı siyasetleri
onaylayarak meşrulaştırmıyorlarmı? Kuşkusuz iyi
niyetli aydınlar evet derler.

Derin devletin çocukları bugünkü hükümete savaş
hükümeti diyorlar.Bu doğrudur. Evet 1999 hükümeti
savaş hükümetide yarın HADEP + DEHAP + KADEK TC.
parlementosunda hükümet olursa ben bu hükümet,
sömürgeci sistemin hükümetidir, demezmiyim?

DEHAP`ın devlet dışı bir kurum olması mümkün değil.
Şöyleki DEHAP sadece Istanbul`da 600`e aşkın seçim
bürosunun açmış, peki bu değirmeninsuyu nerden
geliyor? Seçim süresince DEHAP tarafından atılan
seçim sloganı sömürgeci parlemantoyu rahatsız etmediği
gibi , sıloganlar sömürgeci parlamentoya kan
veriyordu. Bıjî bıratîya delal sılogani sömürgecinin
sıkıştığı zaman “biz kardeşciklerden oluşan
cumhuriyetiz” nedir bu ayrılık söylemini
güçlendiriyor. Seçim bezirganları yoğurtlan suyu
karıştırmak istiyorlar. Peki ayrıştırmak zor
olmuyormu?

DEHAP`ın genl başkanı Mehmet ABASOĞLU Türk silahlı
kuvvetlerinde subay veya As. Subaymış. Aslen Türk
olan ABASOĞLU Ali Haydar KAYTAN`ın kaynımış. Bu zat
1995`in son aylarında ordudan emekli olmuş. Sayın
ABASOĞLU halen TC. Genel kurmayında emeklilik maaşini
alıyor. Genel Kurmay ilegal alanda adamı olan Abdullah
ÖCALAN`ı rahatlıkla kullandığı gibi legal alanda
emekli asker olan Mehmet ABASOĞLU`nuda
kullanmaktadır. Bu gerçekleri Kurdistanlılarin
bilgilerine sunuyorum.

TC. Genel Kurmayının Yüksek Askeri Sura`sı belirli
aralıklarla yaş toplantısını yapıyor. TC. bu
toplantısında kendi deyimiylen irtica yada bölücü
faaliyetlere karışmış sakıncalı kişileri askeriyeden
ihrac ediyorlar. Niye Mehmet ABASOĞLU ihraç
edilmedi.Tansu ÇILLER iktidardayken “teror ya bitecek,
ya bitecek” diyordu. Sömürgeci devletin özel Harp
Dairesiylen tüm millitarist birimlerini seferber
ederek Kurdistan`da 5 bin küyü yakıp yıtılar.

Milyonlarca Kurdistanliyi yerinden ve yurdundan
ettiler. 4.bin insan halen kayıptır. 30 bin
Cıvarında Kurdistanlı şehid oldu. O zaman Mehmet
ABASOĞLU neredydi? Niye bugün demokrasinin ve
Kurdistanlıların koruyucu meleği olmuş. Neden 1995`e
kadar faşist sömürgeci TC´nin Genel Kurmayin personelliğinden istifa
etmedi?

1997 veya 1998 yılında Antalya şehrinde Kürtlerin 10
civarında mezarları, Türkleşen devşirme halklar
tarafında saldırıya uğrayıp tahrip edildi.
Antalyalılar ırkçı, şöven, faşist ve Türkçülüğün
sıloganlarını atarak, açık bir dillen Kürtlerin
mezarlarını topraklarında istemediklerini Kürtlerin
bedenleri topraklarını haram ettiklerini
haykırıyorlardı. Bu olay basın ve yayın organlarına
yansımıştı.

Bugün Kürtlerin ve demokrasinin hamisi olan DEHAP`ta
8 kişilik askeri kökenli Millet Vekili adayı
bulunmaktadır. Genel kurmayın aslanları olan bu
zatlar. Genel başkanları Mehmet ABASOĞLU´YLAN simdiye
kadar neredeydiler?

TC. Genel Kurmayınin Mensubu Mehmet ABASOĞLU
Kurdistan´ın, Pontosun, Anatolia´nın ve
Kontastinopolis`in kasaba, semt veya Kentlerinde
sömürgeci TC ` nin Genel Kurmayına bağlı askeri
birimlerde görev yapmışsa, görev sureleri hakkında
bilgi ve belgeleri aydınlar tarafından sistemimize
ulaştırılmasını rica ediyorum.

Sömürgeci TC. parlemantosunun 2002 seçimini AB.
Surecine ve de uyum yasalarına yani bir yığın
palavralara bağlamak yanlıştır. 1923 ten beri kurulan
sömürgeci TC. Parlemantosu çeteler, hainler,
işbirlikçiler, rantçılar ve toplum düşmanlarınca o
veya bu biçimde de yenilenmiyormu?

Bilindiği gibi bugün sahnedeki fügür ve aktör güçlerle
değişim ve dönüşüm yalanıylan beraber AB. Kriterlerini
bahane ederek tek yönlü barış mentalitesini yaratmak
istiyorlar. Hiç kuşkum yok´ki Türk´ler mentalitelerini
değişmemişler. Şöyleki;

Bölde devletleri yani Kurdistan`ın sömürgecileri
çeşitli dönemlerde. Kurdistan`da onbinleri aşan Kürt
katliamı yani soykırım günümüze dek milyonları
aşmıştır.Yazımın başında belirttiğim gibi Osmanlı
devleti 1.5 milyon Ermeni katliamını yaparak, Asuri
ile Rumları imha ve inkarla yetinmemiştir. Ayrıca
Osmanlı devleti iç hesaplaşmalrında 320 Sadriazam ve
Veziazam`larını asmış ve kesmiş. Dünyanın Vampirleri
olan 7 Osmanlı Padişahı şüpheli şekillerde öldü.
1)Yıldırım Beyazid, Ankara savaşında 1402`de Timur`a
esir düştükten sonra, Akşehirde öldü. Cenazesi
Bursa`da defnedildi.

2) Fatih Sultan Mehmet; 1481 ilkbaharında doğu
taraflarında bir sefere yani işgale çıkmak üzere 300
bin askerle beraber Üsküdar` a geçti ama gebze
cıvarında “Hünkar Cayırı” na vardığı sırada birden
bire yatağa düştü 03.05.1481`de öldü. Cenazesi Istanbul`
a götürüldü. Uzun yıllar zehirlenme söylentisiylen
papadan tutun ki mahsun Kontastinopolis`li Rum`lar
katil adayı yapılarak, çeşitli işkencelerle barbarca
öldürüldüler.

3)Ikinci BEYAZID; oğlu Yavuz Selim tarafından 24.
Nisan 1512`da tahtından indirildi. Bir aya kadar
saygın bir mahküm ilgisini gördü. Ikinci BEYAZID oğlu
Yavuz Selim`den izin alarak Dimetoka`daki sarayına
gitmek üzereyken 26 Mayıs 1512`de Çekmece`de aniden
öldü.Devrik yaşlı, barbar diktatörü, oğlu Yavuz´un
zehirlettiği söylentileri çıktı.

4)Sultan ABDULÂZIZ; 30 Mayıs 1876`da bir darbeylen
tahtından indirildi. Fer`iye sarayına hapsedildi. 04
Haziran 1876`da her iki bilek damarlarını kesip
intahar ettiği açıklandı. Ikinci Abdulhamid hadiseyi
gündeme getirip mahkemeye taşıdı, mahmeke Abdulâziz`in
cinayete kurban gittiğine karar verdi. Ve o zamanın
önde gelen birçok devlet adamı ağır cezalara
çarptırıldı.ve iğdamlar dehşet veriyordu.

5) Genç Osman; Ayaklanan Yeniçeri`lerle Sipahi`ler
tarafından 19 Mayıs 1622`de tahtından indirildi.
Ertesi gün “ hayalarının sıkılması suretiyle”
öldürüldü. Haneden mensuplarının kanlarının akıtılmaması
gelenegini, bu ayaklanmada bır yana bırakılıp
kafasının kesildiği ve o sırada 18 yaşında olan
hükümdarın tacavüze uğradığı bile idia edili.

6) Üçüncü SELIM; Kabakçı MUSTAFA`nın başını çektiği
bir ayaklanmayla 29 Mayıs 1807 günü tahtından
imdirildi ve Topkapı Sarayı`nda bir odaya kapatıldı.
Yanında karısı iki cariyesi ve birde ney vardı. Yerini
alan 4. Mustafa`nın emriyle 1808`in 28 Temmuz`unda
öldürüldü. Idialara göre önce şişlendi, sonra kılıçla
ve sopa darbeleriyle can verdi.

7) Kanuni SÜLEYMAN ; 1566 Mecaris – tan`daki Zigetvar
Kalesi`ni kuşattığı sırada şüpheli bir şekilde
zehirlenme şuphesiyle öldü. Cenazesi tehnit edildi. Iç
organları öldüğü yere gömüldü ve cenazesi Istanbul´a
getirilip defnedildi.

TC.nin döneminde ise iç hesaplaşmalarında Osmanlı döneminden
kalma yasaylan yani siyasetten iğdam yasası adıylan 16
Milletvekilini ve Başbakan Adnan MENDERES idam edildi.
Cumhuriyet döneminde 12 Eylül 1980`in faşist
cuntacılanın vekilen Başbakınliğını ve Reyisi
Cumhur`luğunu yapmış olan Turgut ÖZAL`inda eceliylen
değil, zehirlenerek öldürüldüğünü Faşist diktatörlüğün
yedi emincisinin eşi Semra ÖZAL savundu. ÖZAL`ların
oğlu Ahmet`te konuyu meclise taşıyacağını duyurdusada
bir sonuç çıkmadı.

Bugün Güney Kurdistan`daki tüm gelişmeleri tahamul
edemeyen TC. devletinin Parlementosu ve Genel Kurmayı,
Güney Kurdistanı işgalle tehdit ederek savaş
nahralarını atıyorlar. Ancak Kurdistan yurtsevserler
birliği, Kurdistan Demokrat Partisi ve Kurdistan
Parlemanto sunun yetkililerince TC. Devletine makul
cevaplar verildi…

Kendine devlet dışı kurumlar ( Enciyo`lar ) diyenler
rahatlıkla şöyle diyorlar " günümüzde devletsiz olan
tek bir ulus vardır. O da Kürt ulusudur. Biz
devletsizliği içimize sindirip var gücümüzlen
Türkleşmek istiyoruz. Tüm bu çabalara rağmen Türkler
bizi kabul etmemeye direniyorlar". Bu yalandır. Çünkü
bu sürecin mimarı sömürgeci TC. devletidir. Demokratik
çözüm Partisi olarak, Demokratik Cumhuriyet
önermesiylen sömürgeci devletin güç odaklarıylan
danışıklı çatışmadır. Bir yandan TC`nin birçok güç
birimlerince desteklenen seçim bezirganların iktidar
olma istemi Kürt Ulusuna ihanet değilmi?

Sadece TC`nin sorularını çözmeyi ilkeleştirmek ve
Türkiyeleşmek isteyen DEP dönemindeki TC.
milletvekilleri halen cezaevlerindedir. 20 bin
üzerinde siyasi tutuklu vardır. Tüm bunlara ramen PKK
devamı KADEK, HADEP ve DEHAP tarihsel kazanımlardan
bahsediyor.

Maddi hayatta hiç değişmeyen yani demokratikleşmemiş.
TC. halkı ve Parlementosu göz önündedir.TC´de sağ ve
sol partileri besleyen kaynak Kemalizmdir. Yani örtülü
faşizimdir. Derin devletin planı, politikası ve
sıtratejisi Kürtleri aktif bir aktör olarak
kulanmaktir. Kürtlerin aleyhinde gelişen negatif
durumlar beni üzmektedir. TC. devleti tüm kozlarını
kulanarak çok yönlü (enlektüel) senaryolarla
lehlerinde gelişen pozitif gelişmelerlen günümüzde
Kürt`lerden oluşan Milyonlarca yeni Kamuran INAN`LARI
kullanarak muratlarına ermiş oluyorlar.

Aslında ihanet şebekelerinin ellerindeki tüm ideolojik
ve politik malzemeler tükenmiş. Halk dalkavukçuluğu
yaratılarak ayakta kalıyorlar. Peki Halk
Dalkavukçuluğu Nedir? Güç kim olursa olsun, yeterki
güçlü olsun, ideolojisini ve proğramı bilmeye gerek
yok. Ne denilirse doğrudur. Ben ondan yanayım demenin
ismi halk Dalkavukçuluğudur. Sömürgeci sistem halkın
çoğunlunu kuyunlaştırarak, belirli halk kesiminede
sumulan Tercalın sofrasındaki küçücük rant
ganimetlerini sunarak, Kürtlerin ulusal Kurtuluş
mucadelesinin gizli düşmanları olan birçok gurup hain
çetelerin sömürgeciylen olan itifak, sömürgecisinin
ömrünü biraz daha uzatır.

Apoizmin önderliğindeki PKK başlangıçta Bağımsız ve
Birleşik Sosyalist Kurdistan`i Kürt ulusuna vaad
ederek bazı kürtlerin gönüllerini kazandılar. Bugün en
doğru olan Demokratik Kurdıstan tezini savunmayıp,
ancak Demokratik Türkiye tezini savunuyorlar. Değişim
ve dönüşüm safsatalıyla Kürt ulusunun duyguları ve
kaderleri üzerinde düzenbazlık yapıyorlar. Bu sureç
KASRI – ŞIRIN sureciylen eşittir.

Ey yurtsever,devrimci ve demokrat insanar sizce, Misaki – Milli
sınırlarını koruma şuuruyla Türkiye´nin birlik ve
bütünlüğünü esas alan Demokratik Cumhuriyetin fikri
Kemalizmin ilkesi değilmi?Tabiki Kemalizmin
ilkesidir.Ama Bağımsız ve Birleşik Demokratik
Kurdistan, ise her zaman aydın, yurtsever, devrimci ve demokrat
Kürtlerin ilkesi olmalıdır.

Mamak başlangıçlı, Şam, TAHRAN, BAĞDAT ve IMRALI
süreciyle yapılanmaktansa ölmek daha iyidir.Yurtsever,devrimci
ve demokrat Kürtler Kurdistani aşkla, kendilerini
Kurdistani güçlerlen, Kurdistani yapilanmaya
adasinlar.

Ülkemiz Kurdistan la birlikte TC´nin sömürgesi olan
Kuzey Kıbrıs, Konstantinopolis, Anatolia ve Pontos
ulusuna üç çağrıda bulunuyorum.

1) Yarım ada şeklindeki Sömürgeler zincirine eklnen
Kıbrıs adasının kuzeyi, Anatolia, Pontos,
Konstantinopolis`in bağımsızlğı ve içlerinde azınlık
olan halkların özgürlüğüde Kurdistan`ın bağımsızlığına
bağlıdır. Lütfen Kurdistan`lilara destek verin.

2) Anatolia`lılar, Kontantinopolis`liler,
Pontos`lular ve azınlık olan Halklar ; sömürgeci TC.
devleti sizleri Türkleştirmek için çocuklarınızı
Kurdistan`ın savaşçılarına öldürtüyor. Sizler
sömürgeci TC`nin bu çirkin oyununa izin vermeyin.

3) Konstantinopolis`liler, Anatolia`lılar ve
Pontos`lular uyanın Kurdistan`lılarla birlikte TC.
devletinin sömürgeciliğini sona erdirip özgür olun.

Özgür olmayan herhangi bir ulus kendi kaderini tayin
edemez. Bu süreçte yaşanan çok acı dıramlarla ezen ile
ezilenin ilişkisi çağın utancı olmalıdır. Bir ulusun
kendi özgür gücü olmadan karton hakları almaya
mahkumdur. Bu yüzden bir ulusun kendi kaderini
kendisinin tayin etmesinin askari şartı bağısızlık ve
özgürlükdür.

Birleşmiş Milletler yasası ile birçok uluslar arası
antlaşmalara göre sömürge ulusların sömürgeci
devletlere karşı ulusal Kurtuluş Mücadelesinin
direnişi meşru ve doğal halklarıdır. Bu yasalardan ve
anlaşmalardan yararlanmak Kürt ulusunun hakkıdır.

Sömürgecilerimizden TC.devleti terörizimle ikgili
"uluslararası mücadele" de mahsum Kürt ulusunu hiç bir
şekilde mahkum edemez... Buna karşılık biz Kurdistani
güçlerlece, 11 Eylül katliamı "uluslar arası Anti Terör
harekatı" kapmasına alınması elbete desteklenmeli...

Sömürgeci TC. devleti hem suçlu hem güçlü politikasına
karşılık diyoruzki tarihi suçlu olan TC`nin
yargılanması için Nato, AB, Birleşmiş Milletler Gücü
ve ABD`nin duyarlılığının yanı sıra dünyadaki sivil
toplum örgütlerinin mücadelesi ile Avrupa Insan
Halkları Mahkemesi ve Birleşmiş Milletler Mahkemesinin
işlevini umuyorum. Vede yaşasın mazlum Kuzey Kibrıs,
Konstantinopolis, Anatolia, Pontos ve Kurdistan halkı,
sıloganıyla bu ülkelerin ulusal devrimle
bağımsızlaşmaları için, aralarında güçbirliği
arayışlarını öneriyorum.

alicahitkirac@yahoo.de