KURDİSTAN DEMOKRAT PARTİSİ, KÜRT HAREKETLERİ VE DÜNYA ÜLKELERİNE
KURDİSTAN DEMOKRAT PARTİSİ, KÜRT HAREKETLERİ VE DÜNYA ÜLKELERİNE !
Sömürgeci TC. Devleti kuruluş arifesinde çetecilik ve kontracılıkla şekilleniyor. Baş şeflerden biri 1884´te Giresun´da doğuyor, büyüyor, Topal Osman oluyor. İlk olarak 1912´deBalkan şavaşına giriyor ve orada cellat kişilik kazanıyor.
Topal Osman 1920´de Giresun´da gönüllü çete birliklerini kurup, Kars´ta Ermeni katliamını, 1921´de Giresun´da 47 gönüllü çete alayını kurarak Koçgiri bölgesi Zara´da Kürt katliamını uyguluyor. Niksar, Kavak ve Merzifon bölgesinde ise Yunan Rumlarının katliamını yapıyor. Sömürgeci TC, daha sonra barbarlıklarını örtbas etmek için 02.04.1923´te Ankara´da çatışma süsü vererek öldürdükleri Topal Osman´ı daha önce Atatürk´ün muhalifi olan Trabzonlu Mebus Ali Şükrü Bey´in öldürülmesinden dolayı yargılıyor. Suçlu ilan edilip, idama mahkum ediliyor. Nitekim kontranın (Topal Osman) cansız cesedi mezardan çıkarılarak, Ulus´ta Meclisin Önünde darağacına asılıyor.
Çağdaş Dünyanın gözü önünde barbar, sömürgeci TC günümüzde de çeteciliği oluşturuyor, kullanıyor, işi bitiyor, yargılama süsü veriyor. Aynı şekilde Kontr-gerilla´yı yaratıyor. Deşifre olduğunda ise kaza veya çatışmada öldürüyor. Aslında belki de bir masumu öldürüp yerine koyuyor. Kontranın kendisini değişik amaçlarla kullanarak, zamanla masum ve savunmasız insanların bu barbar ve cellatlarca faili mechul olmaktan kurtulamıyor. Anlaşılıyor ki insan hakları ihlalinde ün yapmak sömürgecilerimize haz veriyor. Bundan sonra anti-sömürgeci hareketler faili mechullara ve tüm katliamlara karşılık verme yani mislleme mekanizmasını oluşturmaları gerekiyor.
Dünyadaki insan hakları örgütlerinin Kurdistan da katliamlarla soykırım yapan sömürgecilerin, çağdaş dünyayı, vahşi dünyaya çevirmeleri nedeniyle savaş scluları olarak acilen cezalandırmasını sağlamalarını bekliyoruz.
TC televizyonlarının çeşitli programlarında Yeni vatan naraları ve övüncüyle hiç susmuyor. Halen bazı milletlerin kulağında kötü çınlayan ve dehşet veren mehter marşının görüntülerini getirerek, Yemen, Kafkas, Balkan işgal savaşlarının anılarını canlandırarak, Kaninçe cephesini, Ester marşını hatırlatarak eski sömürge topraklarındaki Osmanlı Türk sanat eserlerinin görüntüsünü vererek Avusturya, Bulgaristan, Macaristana varan sömürgecilik anılarını deşmekteler.
Ezan ve çan seslerini çatıştırarak din sömürüsünü kışkırtıcılığını ve hristiyanlık düşmanlığını yaparak Türk milliyetçiliğini dürtüp hortlatmaktalar.
TC , Avrupa ve Dünyada Türkün Sesi programlarıyla, yeni Vatan programlarıyla dünya haritasında Pan türkizm´i, Fransa, İngiltere, Avusturya, İsveç, İsviçre, Amerika ve Avusturalya´ya kadar yayılmak istemektedir. Belçika´da 13.06.2000 de yapılan genel seçimlerde Türkler senatoya bir yolladılar. 08.10.2000 de ise Belçikadaki yerel seçimlerde 40 Türk siyasetçi adayından çoğu değişik kademelerde seçilerek görülüyorki Türkler Belçikada da cirit atmaktalar.
PKK lideri Abdullah Öcalan´ın Galatasaray hayranı olması nedeniyle kendi sempatizan ve taraftarlarının miting alanlarını doldurdukları kadarıyla Avrupa´da oynana maçlarda Türk takımlarının taraftarları olarakta maç alanlarını doldurmaktalar. Galibiyetler sonucunda ise Avrupadaki sokaklar ve caddelerde coşarak tezahürat yapmaktalar. Bu davranış Türkçülük olup, Türkçülüğe hizmettir.
Politikayla, Siyasetle ve Kürtlükle hiç alakası olmayan, hatta köy korucusu, ihbarcı, ajan ve anti-Kürt olan yüzlerce Kürt Avrupa ülkelerine göç edip iltica için bulunduğu ülkelerin mahkemelerinde, kendi çevrelerine ve yakınlarına sömürgecilerce olan işkence ve baskıları, kendilerine olmuş gibi anlatmaktalar. Olaylardan habersiz sosyal kültürleri yok denecek kadar olan kişiler bulundukları ülkelerde yüz kızartıcı suçlar işliyorlar. Sanırım Kürt siyasi hareketlerinin disiplin mekanizmalarıyla hiç karşılaşmıyorlar. Neden dersiniz, çünkü bu beyinsiz yığınlar PKK´nin aidat olarak ekonomik kaynakları olduğundan dolayı kimse kendilerine dokunamıyor.
Bazı göçmen aileler Avrupadaki yakınları ve ya ailelerinin yanında bir süre kalarak mahkeme öncesi ifade hazırlığı içerisine girmektedir. Sömürgeciler tarafından tecavüz olayı olduğunu öğrenen bu insanlar, ilticada Kürt onuruna ve değerlerine yakışmayan bir şekilde ilticacı erkekler eşlerine baskı ve şiddet uygulayarak, mahkemede diyeceksin ki Tim ve Askerler bana tecavüz ettiler. Acaba o kadın kafasında tecavüzü hayal edip, psikolojik olarak da yıpranıp, kişiliği bozulmaz mı? Kurdistan´ın Parti, Örgüt ve Şahsiyetlerine önerim bu insanları tespit ve tecrit ederek, benzeri olayları engellemektir.
Aynı zamanda Avrupadaki bazı ilticacılar ben ezildim, işkenceye uğradım, sömürgeciler tarafından can güvenliğim yoktur, diyerek sahte beyanlarıyla pasaport alıyorlar. Hemen akabinde bakıyorsun Türk şirketi, Türk büfesi, Türk dönercisi vs. Işyerlerini açarak Kürtlükten hemen uzaklaşıyorlar. Bu insanlar sahte Kürtçü değillerse Kürtçe isimlerle iş yerlerini açsınlar, Kendilerini Kürt işadamları olarak göstererek, Dünyadaki iş alanlarında Kürt iş adamları olarak yerlerini alsınlar.
Sahte militanların işyerlerine gittiğinde bırak siyaset yapmayı, Kürtçe konuştuğunda hemen uyarılıyorsun. İlk ikazları, ne yapıyorsun benim Türk müşterim var diyerek, Kürtçe konuşmanı engellemek istiyorlar. Demek ki kendi Kürtlüklerini 5 mark´a, 3 dolara hemen satabiliyorlar. Bu sahte militanların önüne çıkmak lazım değil mi? Bu insanlar Avrupadaki ve Dünyadaki Türkün sesi olmaz mı? Dünya haritasında Türkün Yeni vatanını oluşturan kervanlara katılmaz mı?
Türkler avrupadaki her Cami de, eski Osmalı devletinin sınırlarını tanıtmakta dır. Örnegin bu Camiler de Almanya nın bu günkü iki şehirinin aslında Türk şehiri oldugunu bu isimlerlen ezberlemekte dir. ''Türken Heim - Türken Feld'' ...
Eskiden kılıçla dünyayı feth etmeye, şimdi ise yabancı ülkelerde ekonomik hamlelerle gelecekteki sömürgelerin arayışına girerek Türkün Yeni vatanını oluşturan stratejiyle Dünyayı fethe uğraşıyorlar.
Türkiye de bir belediye Reisi Yunana kızlarıyla evlenen her Türk Gencine dayalı döşeli ev ve iş vaadinde bulundu. Avrupa ülkelerinde ise Türk kızları başka ülke ve milletlerden gençlerle evlilik yaparak dünya milletlerini Türkleştirmek uğraşını veriyorlar. Avrupa ülkelerinin bilmeden olması gerekki bazı tutumları Türk milliyetçiliğinin gelişimine tölerans tanımaktadır. Örneğin Kürt mültecilerinin bazı evraklarına, geçici kimliklerine, Pasapor vs. üzerine uyruğu Türk yazmaları Türklerin Yeni vatan programlarını meşrulaştırarak başlarına bela almaktalar.
Türkler barbarlık, katliam ve soykırım ve inkar temelleri üzerinde devlet olmuşlardır. Oysaki Türkler azınlıktır. En yetkin devlet adamları da diyorki Türkiye bir mozaiktir. Kürdistan, Anatolya, Pontos ve Konstatinopolis işgalle sömürgeliştirilerek yarımada şeklindeki bugübkü Türkiye haritası ortaya çıkmıştır.
Ataları Selçuklu olan, batı toroslarda bir avuç Türk yaşamaktadır. Geri kalan potansiyel işgal savaşları sonucu yeniçerileştirilen ve benzeri zoraki Türkleştirilmiş milletlerden oluşmuştur.
Türkiyeye akın eden eski ve yeni göçleri gözönünde bulundurursak, Gürcü, Çeçen, Arnavut, Bulgar, Boşnak gibi milletler ve doğu Avrupadaki çingeneler özellikle halen atalarımız Türktür diyerek göçlerini sürdürerek Türkiye nufusunun potansiyelini yükseltmektedirler.
Türkiye´ye gelen göçmenler hele sporcu, sanatçılarsa aynı gün vatandaşlıga alınıp milyarlarla ödüllendiriliyorlar. Vasıfsız kişilersede fark etmez, en kısa zamanda Türk vatandaşlığına alınıp, bir kışmı polis okullarında, Kontr-gerilla kamplarında yetiştirilerek Kürdistan üzerine saldırılmaktalar. Bir kısmı da daha özel eğitimlerle Osmanlıların Yeniçerileri kullandığı taktiklerle kafkas ve balkan ülkelerinde bu insanları kullanmakdırlar.
Türkler, Moğol ve Tatarlarla ırkdaştır. Türk olmayıpta kendisine Türk diyenler aynanın karşısına geçip kendisine baksınlar. Eğer yüz simaları Tatarlara ve Moğollara benziyorlarsa kendilerini Türk kabul etsinler. Batı Toroslarda yaşayan yörük Türklerin Tatarlara benzemesini örnek olarak gösterebiliriz.
Biz Kürtler Kurdistan toprakları üzerinde bin yıllık sindirme, yok edilme, inkar edilme, asimile edilme gibi değişik milletlerin baskılarına rağmen varız. Varlığımızıda korumamız en meşru hakkımızdır. Başka milletleri asimile etmedik. Edecek kurumlarımızda yoktu. Zaman zaman Kürt devletleri kurulmuş olup, başka milletlerin her türlü değerlerine saygı gösterilmiştir. Kürtlerin bugünkü topraklari üzerindeki tarihi M.Ö ikibin yIllarına dayanmaktadır.
23.05.1923´te Kurdistana Sor´da (Kızıl Kurdistan) Lenin´in yardımıyla Otonom Cumhuriyet kuruluyor. Kurdistana Sor´un sınırları Laçin, Kelbecar, Kubatliski ve Cebrail´in bir bölümüne kadar uzanıyordu. Altı yıllık Kurdistana Sor´un ömrü ise Stalin tarafından sona erdirilerek 1929 bitirilen Kurdistana Sor 1930´da Azeri Türklerinin egemenliğine girmesiyle bitirilmiştir. Stalinin sürgününden bir hayli etkilenen Kürtler 1946´da Melle Mustafa Barzani´nin mücadelesiyle Kurdistana Sor´daki milli ruhla örgütlenmeler tekrar başlamaktadır. Kurdistana Sor için Tüm Kurdistandaki Kürtlerin çok duyarlı olması gerekir.
Kürdistandaki ve Dünyadaki nüfusumuz 50-60 milyonlara varmaktadır. Bırak devlet kurmayı, inkar edilerek azınlık bile kabul edilemiyoruz.
Nasıl ayırırsınız sorusu saçmalıktır. Biz Kürtler devlet olmayı istiyerek vede birbirimizi sevmeyi becermemiz yeterlidir. Oysaki bugünkü güya Türkiyede gerçek olarak Türklerin nufüsu 3 milyon yoktur. Birleşmiş milletlerin gözetiminde sayım yaparak tarîhte güya adi Pontos, Anatoliya, Konstatinopolis olan devletlerin bölgesinde yani Kurdistan´da ne kadar Kürt, ne kadar Rum, ne kadar Türk, Arap, Gürcü, Çeçen, Arnavut, Bulgar, Boşnak, Çerkez, Abaza, Romen (Çingene) herkesin gerçek sayım sonucunu ortaya çıkaralım. Yani büyük Kurdistan sınırları içerisin de, Türkler varsa, kendilerine gelecekte kurulacak olan, Herema Koma Gelan bölgesin de, en demokratîk alanda yaşama hakını verırız. Rumlarada aynı şekîlde rahat yaşamaları için gelecekte kurulacak olan, Herema Koma Gelan bölgesin de, en demokratîk alanda yaşama hakını verırız. Yok eger Türkler Rumlarlan beraber Herema Koma Gelan bölgesin de vede Kurdistan´da yaşamak istemezlerse, Türklerin bugünkü ailedeki bir at, bir kılıç vede bir otomobil hediye ederek atalarının memleketi olan Türkmenistana yolcu ederiz.
Kürt hareketi Türk demokratlarının vede Türkiye´de yaşayan halkların desteğini alarak, Kürdistan ulusal Kurtuluş devrimi tüm halklara ışık olacaktır.
Aynı zamanda Kürt hareketi Avrupadaki milletlerin ve Amerikanın desteğini almaya mecburdur. Aynı bu devletlerin de çağdaş dünyanın gereksinimleri olarak ta Kürt halkının ulusal kurtuluş devrimi için her türlü destek ve çabalarını göstermesi gerekir.
Partimiz, PDK dünyadaki gelişmelerle insanlığın baskısız, özgür ve adil bir hayat yaşaması için, insanlığın demokrasiyi yaşatıp geliştirmesinin yandaşıdır. Ve her türden diktatörlüklere karşı olan, dünyadakî, devlet, parti ve örgütlerle, omuz, omuza mucadele etme, kararlığındadır.
Kürt hareketinin Kürtleşmesi ve Kürtleri devletleştirmeye götüren onurlu ve cesaretli çalışmalar için Kurdistani hareketler partimiz PDK ile dayanışma ve kurumlaştırmayı acilen sağlamalıdırlar.
Zer zanid zer zanid, Devê Tifingê Mor ( Zor ) Zanid.
Navnîşana ev nûçe jê hatî: PDK-XOYBUN; wiha, di xizmeta, Kurd û Kurdistanê daye : Pirojeya Kurdistana Mezin, Pirojeyên Aborî û Avakirin, Pirojeyên Cand û Huner, Lêkolîna Dîroka Kurdistanê, Perwerdeya Zimanê Kurdî, Perwerdeya Zanîn û Sîyasî, Weşana Malper û TV yên Kurdistane. http://www.pdk-xoybun.com - www.xoybun.com
